3

5K 291 428
                                    

Gözlerimi parmaklarımla ovarak uyanmaya çalıştım. Ne ara uyumuştum? Hiç bir fikrim yok. Boğazımda inanılmaz bir acı vardı.Zorlukla yutkunmaya çalıştım ama bu boğazımın daha da acımasını sağlamıştı. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştım. Fazla yumuşaktı, galiba bir yataktaydım. Burası neden bu kadar karanlık? İçimden söylenerek dikkatle yattığım yerden kalktım. Elimi etrafta gezdirerek ışık anahtarını bulmaya çalıştı. Elim ışık anahtarına isabet ettiğinde basarak odanın aydınlanmasını sağladım. Gözlerim bir anda yanan ışıkla kısıldı.

Gözlerimi odada gezdirdim. Dağ evi vibe veriyordu. Duvarlar ahşaplıydı. Odada yatak,kiyafet dolabı,makyaj masası ve koltuk dışında pek bir şey yoktu. Pencerenin önüne gelerek dışarıyı gözlemledim. Ağaçlar dışında bir şey yoktu. Galiba her hangi bir ormanın ortasındaydık. Sıkıntıyla nefesimi dışarıya verdim. Evde olsaydım belkide şu an odamda gözlerim acıyana kadar ders çalışıyor olurdum. Sabahta zombi gibi derse giderdim. Tek derdim dersim olurdu.
Ama şu an bilmediğim bir yerdeyim ve ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Sadece sakin kalmaya çalışıyordum. Eğer paniklersem her şeyi batırırdım. En azından o adamın bana bir zarar vermeyeceği kanaatına gelmiştim. Eğer bana zarar verseydi bunu şimdiye kadar yapardı.

Daha fazla düşünerek kendimi delirtmeden odadan çıktım. Merdivenlere yönelerek yavaş adımlarla aşağı indim. Aynı zamanda da etrafı gözlemliyordum. Merdivenlerin bitimi salona çıkıyordu. Salonu şömine ve bir tane abajur aydınlatıyordu.

Onu gördüm...

Koltukta oturmuştu ve üstü çıplaktı. Bu durumu umursamadım yanına doğru adımlayarak boş koltuğun birine oturdum. Bakışları saniyelik bana kaydı. Sonra tekrar önüne döndü. Gözlerim yaralı olan koluna kaydı. Koluna pansuman yapmakla meşguldü.

"Yardım etmemi ister misin?" Diye sordum. Neden sordum bilmiyorum. Neden beni kaçıran birisine yardım etmek isteyeyim. Sordum işte.

"Gerek yok." Dedi boğuk bir ses tonuyla. Siyah saçları şekillenmemişti bu sefer. Doğal bir şekilde alnına dökülüydü. Saçlarına neden bu kadar takıldım bilmiyorum. Daha fazla ona bakmadan bakışlarımı kaçırdım. Bakışlarımı yakalarsa onunla uğraşacak hiç halim yok.

Oturduğum yerde bacaklarımı kendime çekerek ufaldım. Arkama doğru yaslandım. Boğazımdakı ağrı çok kötüydü. Galiba hasta oluyordum. Bir de bununla mı uğraşacaktım. Midemden gelen sesle bakışlarım karnıma indi. Dün akşamdan sonra hiç yemek yememiştim ama açlığım hiç aklıma gelmemişti. Ben düşüncelerimle çelişirken onun sesini duydum.

"Mutfakta bir şeyler var.Karnını doyurabilirsin." Koluna pansumanını yapıp bitirmiş olacak ki siyah tişörtünü üzerine geçirdi. Hiç ayağa kalkasım yoktu ama fazlasıyla acıkmıştım. Ayağa kalkarak salonla iç içe olan mutfağa ileriledim. Tezgahın üzerine olan pizza kutusunu açarak tabureye oturdum. Bir kaç dilim yedikten sonra kutunun ağzını kapattım. Sürahiden oda sıcaklığında olan suyu bardağa dökerek içtim.

Tekrar salona döndüğümde onun koltukta uzandığını gördüm. Bir eli başının altındayken diğeri karnının üzerindeydi. Gözleri kapalıydı ama uyuduğundan emin değildim. Şöminenin yanına gelerek eyilip önündeki pufa oturdum. Abimi gebertmem için bu sefer ciddi bir behanem var en azından. Bu sabrımı taşıran en son hamleydi. Onu geberteceğim. Bir anda paylayan silah sesiyle irkilerek açılan gözlerimle dışarıya baktım.

"Yine neler oluyor?Bir rahatlık vermediniz." Sinirle homurdanarak ayağa kalkıp sehpanın üzerinde olan silahını aldı. Kaşlarım çatıldı. Silahı ne zaman koymuştu oraya? Dışarı çıkmadan önce durdu ve bana baktı.

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin