11

2.2K 149 491
                                    

Vante'den

Elimdeki zarfı katlayarak baş ucumda duran adama uzattım.

"Park Jimin'in adamlarından birisine ver. Ona ulaştırsın ve benim selamımı kendisine ulaştırsın."

"Peki efendim."

"Gidebilirsin." Önümdeki kadehi dudaklarıma götürdüm. İçkinin yoğun tadı boğazımı yakarken yüzümde tek bir mimik oynamadı.

Alışkındım.

Kadehi yerine koyup sigara paketinden bir dal sigara çıkardım ve yakarak dudaklarıma götürdüm. Karşımdakı koltukta uyuyan Jennie'ye baktım. Yüzü bana doğru dönüktü, çenin pozusyadaydı. İki elini birleştirerek yanağının altına sabitlemişti. Uyuduğu için ev tamamen sessizliğe bürünmüştü. Masumdu... Çok masumdu. Ama çevresi sandığı kadar masum değildi. Doğru bildiği her şey bir yalandı. Ne çevresini tanıyordu ne de kendisini.

Elimdeki sigarayı küllüğe bastırıp dilimi dudaklarımda gezdirerek ıslattım. Yanımda duran battaniyeyi alıp ayağa kalktım. Yanına doğru adımlayıp battaniyeyi üzerine örttüm. Elimi yüzüne yaklaştırarak saçlarını geriye ittim yavaşça. Kaşları huysuzca çatılırken istemsizce dudaklarım kıvrıldı. Gözlerimi bir süre yüzünde gezdirdikten sonra onun karşısındakı koltuğa uzandım. Yüzümü ona doğru çevirdim ve bir süre sonra gözlerim kapandı.

************

"Çok heyecanlıyım. Öleyim ben burda. Öleyim yaa. Bu da uyuyor oh mis. Derdi tasası yok. Ben uyumuyorumsa o da uyumasın. Bana ne? Ay ağlayacağım." Kulağıma dolan sesler ve ard arda gelen cümlelerle derin uykumdan sıyrıldım. Huysuz cadı yine ne yapıyordu? Gözlerimi açmamaya devam ederek uyumaya devam ettim. Ta ki kolumda hissettiğim dürtüye kadar.

"Vante kalk! Hadi kalk ya!" Dedi sitemkar bir tonda. Ne yapmaya çalışıyor? Gözlerimi aralayarak hafifçe ona baktım. Sabah sabah neden bu kadar güzeldi?

Saçmalıyorum. Uyku sersemliği.

Yanımdakı küçük yastığı kollarımın arasına aldım, kaşlarımı çatarak mırıldanıp arkamı ona döndüm.

"Ne var yine?" Diye sordum kızgın bir ses tonuyla.

"Uyuma!" Elini koluma koyarak kendisine doğru çekerek ona doğru dönmemi sağladı. Sinirle nefesimi dışarı verdim. Yattığım yerde dikleşerek ona baktım.

"Ne oldu yine?"

"Ölüyorum." Ayakta dikilmeye son verip yanıma oturdu.

"Ne?"

"Ölüyorum diyorum."

"Ne saçmalıyorsun yine?"

"Bu gün sınavım var. Son sınavım. Mezun olmam için son bir adım. Çok heyecanlıyım." Gerçektende heyecanlıydı. Titriyordu. Kaşlarımı çatarak oturdum. Titreyen ellerini ellerimin arasına alıp onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Heyecanın çok gereksiz." Ellerini ellerimin arasından çekti. Beni iterek hafifçe sarsılmama sebep oldu. Bir anda hıçkırarak ağlamaya başlamasıyla gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Ciddi kal Vante!

Ne yapacağımı bilemedim. Onu hafifçe kendime çekerek kollarımı etrafına doladım. O da bunu bekliyormuş gibi yüzünü yan şekilde omzuma yasladı. Ellerimi saçlarında gezdirdim yavaş yavaş.

"Heyecanın gereksiz derken düşündüğün şeyi kastetmiyordum." Ne düşündüğü konusunda bir fikrim yok.

"Bu sınavdan geçeceğine inanıyorum. Geçeceksin. Görürsün." Omzumda olan ağırlığın kalkmasıyla benden uzaklaştı.

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Where stories live. Discover now