Kirpiklerim hayal kırıklığı içinde kapanıp açıldı. "Hiç mi sevemezsin beni?" dedim kısık bir sesle. Hâlâ umut kokan bir nefesle...
"Kalbi başka adama ait olan bir kadına gönül veremem!"
| bazı güller koparılmadan, solar. |
Kısa Hikâye
Şahin&Şebnem
H...
Öncelikle şunu belirteyim bu ara bir bölüm ve hâliyle uzun değil. Önceki bölüme gelen yorumların karşılığını diğer bölümde alacaksınız. Yazabilirsem uzun bir bölüm olacak. Meraklanmayın 😽❤
Bu bölüm eskiye gideceğiz, Şebnem'i Şahin'in gözünden okuyacaksınız... 🥺💖
Keyifli okumalar diliyorum, satır aralarını boş bırakmayın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmiş bir zamanda, Şahin'in gözünden aşk...
⏳
Seven adamlar var,
Gönülleri hiçbir durakta soluklanmamış, tek bir kadına yanmış, tertemiz kalplerinde yalnızca bir kadının aşkıyla tutuşan adamlar.
Bir de sevmenin ne olduğunu zerre bilmeyen, adamlık sıfatını taşımaktan aciz olanlar. Merhametin ne olduğunu bilmeyen, zalimler...
Seven adamlar kavuşamayışlarına yanarken, sevgiden bir haber olan zalimler kendi elleriyle yaktıkları ateşte hak etmedikleri sevgiyi canlı canlı yakıyor, bundan asla vazgeçmiyorlardı.
Şahin, sevdiği kadına kavuşamayan bir adamdı. İmkânsız bir aşkın koynunda debelendikçe batıyordu. Gecesi gündüzü sadece onu düşlemekle geçiyordu. Seviyordu adam, içine sığdıramadığı sevdası karşılık bulamadıkça yanıyordu.
Gün içinde defalarca göz göze geliyor, bazen yan yana oluyor ama bu sadece iki yabancının karşılaşmasından ibaret kalıyordu.
Dört senedir uzaktan izlediği kadınla bu yıl içerisinde defalarca yan yana gelmişti. Küçük bir selamlaşma bile adamın içindeki aşkın filizlenmesine sebep oluyordu.
Ama sonra sevdiği kadının bir başkasına gönül verdiğini hatırlayıp her şeyi silip atıyordu.
En yakın arkadaşı Pars'ın kuzeni olması kadının sık sık şirkete gelmesine neden oluyordu ve bu sayede karşılaşmaları artıyordu.
Yorucu bir günün ardından toplantı odasından çıkarak ofisine geçti. Odaya girdiğinde Pars'ın gelmiş olduğunu gördü.
Pars açılan kapıya döndüğünde Şahin'i görerek kahvesini sehpaya bırakıp deri koltuktan kalktı. "Yüzünü gören cennetlik be kardeşim. Gül cemalini esirger oldun," sırıtarak söylediklerine karşın Şahin gülümsedi. Bir haftadır yoğun olduğundan kimseyle görüşememişti. Pars'la sarılıp sırtlarına hafifçe vurup selamlaştılar.
Şahin yorgun bir sesle, "İşler yoğun," deyip geri çekildiğinde Pars'ın kaşları çatıldı. "Ben at yarıştırıyorum sanki. Bizimde yoğun ama kimseyle selamı sabahı kesmiyoruz," deyip koltuğa yerleşti. Şahin de onun karşısındaki koltuğa oturdu. Pars arkadaşının son zamanlardaki sessizliği ve dalıp dalıp gitmesinden kuşkulanarak sordu. "Sen de bir şeyler var lan. Melankoliksin şu sıralar. Bir derdin mi var, söyle halledelim koçum?"
