Kirpiklerim hayal kırıklığı içinde kapanıp açıldı. "Hiç mi sevemezsin beni?" dedim kısık bir sesle. Hâlâ umut kokan bir nefesle...
"Kalbi başka adama ait olan bir kadına gönül veremem!"
| bazı güller koparılmadan, solar. |
Kısa Hikâye
Şahin&Şebnem
H...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♡
Şahin'in ağzıma tıkıştırdığı yumurtayı çiğnerken ona ters ters bakmayı ihmal etmedim. Kendi kahvaltısını bırakmış habire ağzıma bir şeyler tıkıştırıyordu. Çiğnediklerimi yuttuktan sonra uzattığı salatalığı görmezden gelerek, "Nefes almama müsaade eder misin?" dedim gözlerimi büyüterek.
Dilini damağına vurarak onaylamaz bir sesle, "Mıy mıy yiyorsun," dedi salatalığı ağzıma itelerken. Bir dilim de domates sokuşturdu. Yanaklarım ağzımdaki doluluktan şişmiş ve çocuk gibi göründüğüme emindim. Çenem yorulmuştu çiğnemekten. "Şahin!" dedim kızgınca homurdanarak. "Yeter doydum."
Dudağının sol kıyısında hafif bir kıvrım oluştu. "Ağzın doluyken konuşulmaz," dedi eğlendiğini belli eden canlı ses tonuyla. Gözlerimi kısarak ona ters ters baktım. Sarı çatlaklarla çevrelenmiş olan kahverengi gözleri parlıyordu. "Dün yordum seni, iyice doyur karnını gücün yerine gelsin." Yanağımın şişko kısmından makas aldığında eline vurdum. "Pislik yapma!" diye çıkıştım. Gülerek geri çekildi.
Çatalı tabağımın kenarına yasladıktan sonra dirseğini masaya koydu. Yüzünü avcuna yaslayarak arsız bakışlarını bedenimde gezdirdi. Alt dudağını kısaca yaladı. "Biraz kilo alsan fena olmaz."
Bazı hareketleri beni fena etkiliyordu. Bu da onlardan bir tanesiydi. Dudağındaki nemlilik bile midemi fokur fokur kaynatıyordu. Gözlerimi güç bela dudaklarından çekerek gözlerine sabitledim. Benim etkilendiğimin elbette farkındaydı ve bunu kullanmaktan asla çekinmiyordu. Dudağının kenarını tembelce kaşımasından belliydi ayarlarımla oynadığı. Gözlerimin iffetine sahip çıkarak gözlerine mıhladım. Dişlerini göstererek gülümsedi.
"Boyuma göre kilom gayet iyi," dedim hemen savunmaya geçerek. Çayımdan bir yudum alıp fincanı masaya koydum. Sol eliyle ekmeği reçele bandırıp bana uzattı. "Son olsun," deyince sımsıkı kapattığım dudaklarımı araladım. "Son?" dedim emin olmak istercesine. Sırıtarak başını onaylar biçimde aşağı yukarı hareket ettirdi. "Son."
Biraz şikâyet etmiş olsam da benimle böyle ilgilenmesi içten içe hoşuma gitmişti. Mükemmel bir çocukluk geçirmemiştim ve birçok şey içimde ukde kalmıştı. Şahin sanki bu eksik yanlarımı kapatmak istercesine benimle ilgileniyordu. Ben de onun eksik yanlarını tamamlamak istiyordum ama hayatına dair çok şey bilmiyordum.
Lokmayı çiğnerken çıplak bacağıma koyduğu eliyle irkildim. Ani temaslarına hâlâ alışabilmiş değildim. Hızla ağzımdakini yuttum. "Masaj yapmamı ister misin?"
Masaj yaparsa kesin soluğu farklı bir pozisyonda alırdık. Ensemi kaşıdım. "Ağrı kesici alırsam geçer herhalde,"
Hap tabletinden bir tane çıkarıp suyla yuttum. Bacağımın iç kısmına ilerleyen parmaklarıyla nefesim düzensizleşmiş, göğsüm körük gibi kabarıp sönmeye başlamıştı. Parmakları dokunduğu yerleri uyuşturuyordu.
