sabah gözlerimi araladığım zaman yanımda hissediğim beden ile bu sefer kendimi yataktan atmadım.
Çünkü kemiklerim ve başım sızlıyordu.
dün olanlar hakkında çok az, kesik kesik şeyler hatırlıyordum.
Yanıma döndüğümde gon'u gördüm.
Dün bana"ben uyuyana kadar yanımda kal" dediği zaman o kadar yorgundum ki onun başında beklerken uyuyakalmıştım.
Ondan öncesini cok hatırlamıyorum zaten.
Başımı çevirip saate baktım.
Saat 2'ye geliyordu.
Gece eve 2 3 civarları eve gelmiştik sanırım.
Epey uyumuştuk.
Telefonuma uzandığımda aklıma gelen bir kaç kesik sahne ile kaşlarımı çattım.
Arabadaydık,gon bana sarılmış elindeki telefondan fotoğraf çekiyordu.kurapika ve leorio ise ön koltuktan ara sıra bize bakarak gülüyordular.en sonunda gon beni dudağımın kenarına yakın bir yerden öptüğünde leorio kahkaha atarak onu benden uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Kurapika ise gülümseyerek arabayı kullanıyordu.
En sonunda gon leorio ile olan savaşını kaybedip kafasını bana yasladı ve uyuklamaya devam etti.
Başım daha çok ağrıyordu ve
Düşünmekten ölüp gidecektim.
Tamam,sıkıntı yok,sadece sarhoştuk.Kurapika fazlasına izin vermemiştir.
Zaten aptal aptal davranacağımızdan emindik ikimizde.
Yataktan yavaşça kalktım ve gon'un üstünü örtüp mutfağa geçtim.
Umarım o anları hatırlamaz.
Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım.
Kurapika ve leorio galiba hala uyuyordu.
Daha çok hatırlamaya çalışıyordum ama dün hakkında düşünmeye çalıştıkça başım sızlıyordu.
Sanırım uzun zaman hatırlayamayacaktım.
Neyse,kurapika ve leorio uyanınca dün ne olduğu hakkında birşeyler sorabilirdim.
....
Ben kahvaltı masasında oturmuş yiyecek bir şeyler atıştırırken Gon'u biraz daha uykusunu alması için onu uyandırmamıştım.
Aslında ondan kaçma gereği de duyuyordum.
Değişik hissettirmişti.
Niye onun beni öpmüş olma ihtimali beni bu kadar heyecanlandırıyordu?
Bir fikrim yoktu.
Belki de daha önce beni biri öpmediği içindir?
Gon kafamı çok karıştırıyordu.
Buna alışık değildim.
Açıkcası korkuyordum..
"günaydın."
Gon uykulu bir ses ile bana seslendi.
Ona döndüm.
Sıcaktan kızarmış yüzü , dağılmış saçları ve şişmiş gözleri ile çok şirin gözüküyordu.
Sesli güldüm.
Bana bakıp kaşlarını çattı.
"Ne gülüyorsun "
