- Sıradan ama güzel anlar -

13 5 8
                                    

Çatıda oturmuş gökyüzünü izlerken zamanın ne kadar çabuk geçtiğini düşünüyordum. Çoktan yaz bitmişti ve Özgür'le tanışalı altı ay olmuştu bile. Üşüsem de içeriye girmek istemedim, serin havanın yüzüme vurması hoşuma gitmişti. Aklımdan çıkmayan tek biri var, Özgür. Beni sadece yakın arkadaşı olarak gördüğünü bilsem de ondan hoşlanmama engel olamıyorum. Beraber çok güzel zaman geçirdiğimiz için bunu mahvetmek  istemiyorum bu yüzden ne olursa olsun ona duygularımdan bahsetmeyeceğim. 

Hava kararmaya başlamıştı. Sokağın sonuna doğru kafamı çevirdim, Özgür'le sürekli yürüyüş yaptığımız köprüyü bile buradan görebiliyordum. Uzun süre kafamı çevirmeden sokağı izledim, bir yandan da yaz boyunca olanları düşünüyordum. Tam en mutsuz günlerimi yaşadığımı düşünürken karşıma Elif ve Özgür gibi mükemmel insanlar çıkmıştı, ne kadar şanslı olduğumu düşünmeden duramıyorum. Hiç yakın arkadaşlarım olmayacağını sanıyorken bir anda olan bu değişiklik hayatımda yaşadığım en iyi şey olmuştu. 

'Defne! Defne!!'

Daldığım düşünceler bir anda dağıldı. Kafamı hızla aşağıya çevirdim, Elif ve Özgür ellerindeki poşetleri bana gösterip kapıyı açmamı söylediler. Hızla oturduğum yerden kalkıp aşağı indim. Ablam beni görünce güldü ve hiçbir şey demeden salonda izlediği filminin başına döndü. Ablam neredeyse her akşam çatıda oturmamıza alışmıştı ama onu davet etsem de gelmek istemiyordu. 

Özgür'le Elif yukarıya çıkarken ben de birkaç minder ve su bardağı alıp yanlarına gittim.

'Hava artık geceleri buz gibi oluyor. Neden ikiniz ısrarla burada oturmak istiyorsunuz ki? Hasta olursam sizin yüzünüzden!'

Özgür'le birbirimize bakıp güldük. İkimizin aksine Elif serin havayı hiç sevmiyordu, Ekim ayının başlarında olmamıza rağmen çok fazla üşüyordu. Elif'e üzüldüğüm için eve gittim ve kapüşonlu ceketimi getirdim, onu giydikten sonra keyfi yerine gelmişti. Hepimiz sırayla bugün neler yaptığımızı anlatmaya başladık , bir yandan da Elif'le Özgür'ün aldığı cipsleri yiyorduk.

Özgür bir süre önce, nedenini bize söylemeden fırındaki işinden ayrılıp okula yakın bir kafede garsonluğa başlamıştı . Bense çalışmama gerek olmadığı için yaz boyunca müziğe daha da çok odaklandım. Hafta sonları buluşup bütün günümüzü beraber geçiriyorduk. Böylece fark etmeden en yakın arkadaşlar olmuştuk. 


'Buldum! Herkes kendi hakkında bilmediğimiz bir şey anlatsın'

Elif her zaman eğlenecek bir şeyler bulmak için çabalıyordu ama bu bana saçma geldiği için reddettim. Özgür kısa bir süre düşündükten sonra kabul etti. Şaşırmıştım çünkü kendinden bahsetmeyi çok sevmezdi, tanıştığımız süre boyunca sadece birkaç kez kendi hakkında konuşmuştu. İkisinin ısrarı üzerine daha fazla  üstelemeden ben de kabul ettim.  Elif başlamak istedi ve bize dönüp sorusunu sordu.

'Cidden uzun zamandır ikiniz hakkında da merak ettiğim bir şey var. Siz benimle ilgili her şeyi biliyorsunuz, ben niye sizi yeterince tanımıyorum? Baya sinirimi bozuyor bu olay'

Ben ne soracağını az çok tahmin ediyordum bu yüzden ilgisiz görünmeye çalışıp kafamı başka yöne çevirdim. Özgür de aynı şekilde davranmıştı. Elif devam etti.

'Ailenizden bir kere bile bahsetmediniz, doğal olarak merak ediyorum. Anlatsanız olmaz mı?'

Tam da tahmin ettiğim şeyi sormuştu. Şimdiye kadar kaçsam da sanırım artık cevaplamak zorunda olduğum soru buydu. Anlatmaya başlayacağım sırada Özgür benden önce davrandı.

'Biliyorsunuz benim annem yok, birkaç yıl önce kanserden öldü. Babamla yaşıyorum ama bir ayağı sakat olduğu için onun yerine evi ben geçindiriyorum gibi bir şey denebilir. Fazla akrabam yok, uzakta bir teyzem var ama annem öldüğünden beri görüşmedik. Öyle sıradan bir ailem var, bu kadarı yeterli mi?'

Parlak Bir GeceWhere stories live. Discover now