on yedi, the violin, the poet's hand

4.7K 568 70
                                    

boğul gözlerde, onlar hala körken,sev, gece hala şafağı soldurup saklamamışken

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

boğul gözlerde, onlar hala körken,
sev, gece hala şafağı soldurup saklamamışken

nightwish, while your lips are still red

Birkaç gündür hiç olmadığı kadar mutlu hissediyordu Jeongguk, konseyden çıkan haberlerden biri de Taehyung ile yapacağı bir gezi ile kasabaları gezerek lanet hakkındaki efsaneleri araştırmaktı. Baekdu Dağı'nı aşmaları için bile özel bir izin çıkarılmıştı.

Ne kadar konsey bu geziyi kurt formları ile yapmaları ve kısa sürede tamamlamalarını söylese de Taehyung'un itirazı ile araba ile yapılmasına karar verilmişti ve bu yaklaşık üç hafta boyunca Kim Taehyung ile birlikte yollarda olacağı anlamına geliyordu.

Büyük açıklığa geldiğinde dişleri arasındaki kıyafetlerini yere bıraktı, kurt formunu değiştirdi ve hızlı bir şekilde gri bir eşofman altı ve siyah sweatini giydi. Saçını parmaklarıyla dağıttı, bir ağaca arkasını yaslandı. Saatlerdir koşuyordu ve rahatlamış hissediyordu.

"Jeon Jeongguk."

Adını duyduğunda sırtını ağaçtan uzaklaştı ve etrafına bakındı, tanımadığı kokular alıyordu, bakışlarını ormanda gezdirdiğinde kimseyi göremedi, kısa bir an sonra birinin ağaçların arasından kendisine doğru geldiğini gördü. Neredeyse kendi boyuna yakındı, birkaç kişi daha arkasından geldiğinde omuzlarını silkti.

Başka kasabadan birileri olmalıydı, "Ne istiyorsunuz?" diye sordu, biraz olsun hava almaya çıkmıştı ama onu rahat bırakacak gibi durmuyorlardı. "Alfanın alfa olmayan oğlu." Arkadan biri konuştuğunda derin bir iç geçirdi, "Benim kasabama gelmiş, bana bir şey yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" diye sordu, dört kişi olmaları umurunda değildi.

Biri öne doğru gelerek ona yaklaştı, "Sen bizi yenebileceğini mi sanıyorsun?" diye sordu, Jeongguk ona uzatılan eli tuttu ve bileğini çevirdi. Diğerleri ona doğru gelirken bileği daha çok çevirdi ve alfanın kısık sesi, acı dolu inlemesi ormanda duyuldu. Alfanın elini bırakmanın ardından onun baldırına tekme attı ve yere düşürdü. Sol tarafındaki atak yaptığında döndü ve ona da tekme attı.

Bir başkası birden üzerine kurt formunda atladığında eğildi ve saklandı, üzerinden geçip giden kurdun ardından kurda dönüştüğünde üzerindeki kıyafetler yırtılarak etrada dağıldı. Kurdun üzerine atladı ve dişlerini kurdun boğazına geçirdi ve acı dolu bir ulumanın ağaçlara karışmasına sebep oldu. Bir başkası daha kurda dönüştüğünde geri dönüp onun üzerine atladı, iki kurt yuvarlanırken bir bacağı ile atak yaptı ve kurdu engelledi.

Kurdu ağaç ile kendi arasında sıkıştırdıktan sonra bir kez daha sırtını ağaca vurdu, ve kurt acı ile inledi. Hala insan olan iki kişi ona bakarken üzerlerine doğru hırladı ve atladı. Dört alfa etraflarındaydı ve ona bakıyorlardı. İçindeki adrenalin patlaması yavaş bir şekilde sönerken başına bir ağrı giriyordu. Birkaç kurdun daha ulumasını duyduğunda beyaz bir kurt, kahverengi ve kızıl kurt ile sarı bir kurt ağaçların arasından çıktı.

invisible string' taekookWhere stories live. Discover now