31/43

64 7 15
                                    

"Neden böylesine üzgün olduğunu anlatmayacak mısın?" diye sordu Alina.

İki gün önce yaşananlar hala aklıma bir çivi gibi saplıydı. Kaybolan yaşama sevincimi henüz bulamamıştım. Sorusuna cevaben olumsuz anlamda kafa sallamakla yetindim.

Beni konuşmaya teşvik etmek için "Belki konuşmak iyi hissettirir." dedi.

"Susmak daha kolay." diye yanıtladım.

Derin bir iç çekti. Beni gerçekten umursuyor gibi davranması boğazımı düğümlüyordu.

Kucağında duran çantasının fermuarını açtığında gözüm oraya kaydı. Ben anlamsız bakışlarla ne yaptığını izlerken çantasından bir çikolata çıkardı, sevecen bir şekilde gülümseyerek paketi bana uzattı ve "Bence bunu yersen kendini daha iyi hissedeceksin." dedi.

Teşekkür ederek paketi aldım ama açmadan dizlerimin üzerine bıraktım. Bugünlerde pek iştahım yoktu.

Çantasındaki mor menekşeleri göz ucumla göstererek "Renkleri çok güzelmiş." dedim.

Gülümsemesi utanganç bir ifadeye büründü. "Menekşeleri çok sevdiğim için sevgilim bana sürekli bunlardan topluyor."

Ona buruk bir tebessüm gönderdim. Mutluluğuna imreniyordum. Bir sürü arkadaşı olmasını, onu önemseyen ailesini ve güzel yüzünü kıskanıyordum. Bazı insanlar gerçekten de şanslı doğuyordu.

Çiçek demetinden bir adet menekşe alıp bana uzattığında ona boş boş baktım.

"Alsana," dedi hevesle, "benden sana bir hediye olsun. Bir kitabın arasına koyup kurut. Gördükçe beni hatırlarsın."

"Sağ ol." dedim fısıltıyla ve menekşeyi aldım.

Çiçeği elimde evirip çevirirken aklım Z'nin bana verdiği papatyalara gitti. Onu çok özlemiştim. Kendisini görmeye ihtiyacım olsa da karşısına bu dağılmış halimle çıkmak istemediğimden toparlanana dek birkaç gün daha hasretine katlanmak mecburiyetindeydim.

Derin bir soluk alarak deniz kokusunu içime çektim. Nefes alıyor olmak, altında ezildiğim ağır bir yüktü. O yükü ne taşıyabiliyor, ne de sırtımdan atabiliyordum. Tek yapabildiğim tökezleyerek yürümekti.

Bazı insanlar şanssız doğuyordu.

KISIR DÖNGÜ • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin