17/43

68 8 4
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerindeydik. Balkonda oturmuş, küçükken her gün beni ziyaret eden uzaylı dostlarımdan bir işaret görebilmek umuduyla yıldızları seyrediyordum. İçim öylesine sıcaktı ki esen serin rüzgar bedenimi üşütemiyordu.

Mutluluk, uzansam dokunabileceğim kadar yakınımdaydı sanki. Elimi gökyüzüne doğru kaldırdım ve avuç içlerime yıldız tozu yağmasını bekledim, ama olmadı. Hissettiğim tek şey parmaklarımın arasından geçen rüzgardı.

Pes ettiğimi gösteren sesli bir soluk verdikten sonra elimi indirdim. Kollarımı bacaklarımın etrafına sıkıca sararak küçülebildiğim kadar küçüldüm. Ve yine dünü düşündüm. Olanları, çok sevdiğim bir film sahnesini tekrar tekrar izler gibi aklımın içinde oynatıp duruyordum.

Saatlerce beraber oturmuştuk, birbirimizle konuşmuştuk ve sonra yan yana yürümüştük. Kimileri için bu, sokakta denk gelinen tozlu bir bozuk para kadar kıymetsiz olabilirdi fakat benim için paha biçilemezdi.

Bağımlılık yapan bir maddeydi adeta. Onunla vakit geçirmenin içimdeki özlemi biraz olsun dindireceği düşünülürdü fakat beraber geçirdiğimiz her dakikayla ona olan ihtiyacım artıyordu. Yine de bu durumdan hoşnuttum. Duygularımın yoğunluğunu sorun etmiyordum. Onu asla hak ettiği kadar çok sevemeyeceğimi biliyordum.

Bir süre sonra yorgun gözkapaklarım huzurla kapandı. Aylar sonra ilk defa derin bir uykuya daldım.

Rüyamda Z ile birlikte, bembeyaz papatyalarla dolu bir çayırda uzanıyorduk. İlk bakışta muhteşem görünen bir tabloydu ancak ters giden bir şeylerin olduğu hissine kapılmam uzun sürmedi. Kalbim sıkıntıyla çarpmaya başladı. Neden sonra fark ettim; çayırdaki tüm çiçekler ve otlar yapaydı. Şaşkınlık içinde oturduğum yerde doğrulurken, elinde tuttuğu papatyayı gülümseyerek inceleyen Z'nin sesini duydum.

"Öylesine kusursuz ki," diye fısıldadı, "gerçek olmamasını bile dert etmiyorum."

KISIR DÖNGÜ • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin