6/43

107 11 27
                                    

Karton bardağı biraz daha sıkarsam içindeki kahvenin elime döküleceğini fark ettiğimde bardağın etrafındaki parmaklarımı gevşettim. Örümcek hislerim bana Z'nin çok da uzak olmadığını söylüyordu. Ben de avını bekleyen bir aslan edasıyla, kantinde pusuya yatmış, onu bekliyordum.

İçeri girdiği an kalbimin içindeki kuş çırpınmaya başladı ve tüylerinden birkaçını ciğerlerime göndererek görevlerini layığınca yapmalarına engel oldu. Nefes almak, onu gördüğüm anda, kolay bir eylem olmaktan çıkıyordu. Salgı bezlerimin muslukları açılmış olmalıydı çünkü avuç içlerim terlemeye başlamıştı.

Kantinin içinde dolanan irisleri benimkilerle buluştuğunda tüm süper kahramanları gururlandıracak bir şey yaparak bakışlarımı kaçırmadım.

"Ona gülümse," dedi Bay Obdrova hevesle, "hadi, yap!"

Gözlerimiz birbirine kilitli kalmış gibi saniyelerdir bakışıyorduk. Z en sonunda beni günlerce gülümsetmeye yetecek olan bir hareket yaptı: yüzünde oluşan minik gülümseme eşliğinde başıyla hafifçe selam verdi.

Ve ben de Bay Obdrova'nın sözünü dinleyerek ona gülümsedim. Z'nin arkadaşları onun bakışlarını takip edince masasında oturan herkesin gözleri benim üzerimde toplanmıştı ve ben de tabii ki kızararak başımı başka yöne çevirmiştim.

Arkadaşlarının alaycı bakışları bir süre ikimiz arasında gidip geldi. Ne konuştuklarını duymasam da nedense benim hakkımda olduğunu sezinlemiştim. Belki benim de yanımda bir arkadaşım olsa her şey daha kolay olurdu ama yoktu maalesef. Şu an için bunun bir önemi de yoktu gerçi.

Mutluluk somut bir hale bürünüp elimde tuttuğum bardağın içindeki kahveye karışmıştı. Kahvemden aldığım yudumlar tüm hücrelerime huzur taşıyordu. Z'yle her göz göze geldiğimizde sevinçten aklımı kaybedecekmişim gibi hissediyordum.

Yarım saatlik tenefüs boyunca birbirimize kaçamak bakışlar attık. Ne zaman bakışlarımızı yakalasak utangaçca gülümsedik karşılıklı olarak.

Palamutuna sıkı sıkı sarılmış sincap Scrat kadar mutluydum!

KISIR DÖNGÜ • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin