2/43

203 14 13
                                    

Alarmın sesi beynimde kazı çalışması yapılıyormuş gibi bir hisse kapılmama sebep olurken uykulu gözlerimi açtım. Uykumu alamamanın verdiği sinirle alarmı kapattıktan sonra sertçe yüzümü ovuşturup yarı açık gözlerimle yatakta doğruldum. Normalde beni annem uyandırırdı, bu yüzden neden alarm kurduğumu düşündüm ama anımsayamadım. Etrafa boş boş bakarak geçirdiğim birkaç saniyeden sonra donup kaldım.

Bu olamazdı.

Gözlerimi tekrar kapatıp açtım.

Ama olmuştu.

Ağzım beş karış açık şekilde yatakta doğruldum. Yatağın üstünde emekleyerek ilerlemeye başlarken elimi ürkekçe karşıya uzattım. Paralel evrendeydim ya da bana Superman'in özel bir gücü bahşedilmişti ya da bu çılgınca hayallerimi gerçekleştirdiğim çılgınca bir rüyaydı. Kalbimin sesi bir beton kırıcıdan yükselen sesten daha yüksek bir boyuta ulaşırken birden dizim boşluğa geldi ve ben de dengemi sağlayamayarak yere düştüm. Ne ara yatağın ucuna geldiğimi bile bilmezken gözlerim odanın içinde dört dönüyordu. Duvarlardan yaşlı bir adam sesinin yankılanıp bana yüce bir görev vermesini beklemeli miydim? Çünkü, evet; dünyayı kurtarmaya hazırdım!

Yerden sarsakça kalkıp acıyan kalçamı ovuşturdum ve ne yapacağımı bilemez bir şekilde dikilmeye başladım. Bir şey söylemek için ağzımı açtım ama tek kelime söyleyemeden geri kapadım.

Kimse bana yüce bir görev vermezdi çünkü salaktım, sakardım ve boyum kısaydı. Süper kahramanlar genelde kısa olmuyordu. Ayrıca boş konuşma konusunda uzmanlığım vardı ve normal zamanlarda saçmalama gücüm sıradan bir Ironman zırhının kuvveti kadarken korktuğum zamanlarda Hulk-buster seviyesine çıkıyordu. Saçma düşüncelerimden sıyrılıp anın gerçekliğine dönüş yaparken içinde bulunduğum durum yüzüme bir tokat gibi çarptı.

Derin bir nefes almayı denedim. Kafayı yiyordum ya da rüya görüyordum. Bence kafayı yiyordum.

Çünkü karşımda yeni evimizin büyük penceresi değil; benim ders kitaplarıyla dolu, dağınık çalışma masam duruyordu.

KISIR DÖNGÜ • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin