11. kütüphane

1K 57 7
                                    

Charles ve Nicholas genellikle evin dışında takıldıkları için Emma gün içinde onlarla pek karşılaşmıyordu.

Boş zamanı olduğunda evdeki kütüphaneye gidip birkaç kitabı okumaya çalışıyordu.

Okuması zamanla gelişmeye başlamıştı zaten. Hatta bir keresinde Charles ve Nicholas'ın eski ders kitaplarını bulmuştu ve onları okumaya başlamıştı.

Bu bir hafta içindeki sürede Nicholas Emma ile neredeyse hiç konuşmadı. Bir keresinde ondan su getirmesini istemişti o kadar. 

Nicholas'ın gitmeden önceki son günüydü.

Emma kütüphanedeyken Nicholas içeri girdiğinde Emma onu umursamadı. Kitapları düzenliyormuş gibi yaptı. Ama Nicholas ile aynı odada olmanın verdiği his bile kalbini güm güm attırmaya yeterdi.

Nicholas içeri girdiğinde kapıyı kapattı.

"Emma."

Emma şaşkınlıkla Nicholas'a döndü.

Nicholas kesinlikle birkaç sene önceki haline göre çok daha farklıydı.

İyice büyümüştü. Askeri okuldan dolayı daha disiplinli bir duruşu olmuştu ve kesinlikle çok daha çekiciydi.

Emma Nicholas'ın bir şey demesini bekledi.

Nicholas hızlı adımlarla Emma'ya yaklaştı. Emma'nın ince belinden tutup kendine yaklaştırdı ve kızın dudaklarına kapandı. Emma'ya uzun ve güzel öpücükler verdi. "Ah o kadar uzun zaman oldu ki sevgili Emma." dedi ve bir kez daha dudaklarının arasındaki mesafeyi kapattı.

Nicholas uzun zamandır göremediği, dokunamadığı Emma'sının dudaklarının tadını çıkardı. "O kadar güzelleşmişsin ki..." Emma kollarını Nicholas'ın boynuna sardı ve öpücüklerine karşılık verdi. Gözlerinden sevinç gözyaşları akıyordu.

Nicholas onu unutmamıştı.

"Orada olduğum hiçbir gece aklımdan çıkmadın. Senden uzak olduğum her gün beni sana daha da yakınlaştırdı ve o an anladım..." Gözlerini Emma'nınkilere yöneltti. "....sana aşık olduğumu."

Emma "Ama neden? Neden beni görmezden geldin?" dedi.

Nicholas kızın yüzünü okşadı. "Sana yolladığım son mektubu Beth yakalamış ve babama söylemiş. O yüzden seninle iletişimimi tamamen kesmem konusunda uyardılar beni. Yoksa..."

"Yoksa ne?"

Nicholas sözünün devamını getirmedi. Şuan istediği tek şey çok sevdiği Emma'sının dudaklarının keyfini sürmekti.

Emma'yı kütüphanedeki koltuğa yatırdı ve üstüne çıktı. Boynuna nazik öpücükler kondurdu.

Emma Nicholas'ın ona istediği kadar dokunmasına izin verecekti. Çünkü onun dokunuşları Emma'ya sevgiyi hissettiriyordu.

Nicholas gömleğinin düğmelerini teker teker açtı ve gömleğini üzerinden çıkardı. Emma çekingen bir şekilde Nicholas'ın şekilli vücuduna baktı.

Nicholas Emma'nın elbisesinin eteklerinden tutarak yukarı sıyırdı. Emma utanarak kollarıyla vücudunu sardı. Üzerinde ona büyükçe gelen bir kilot vardı sadece.

Nicholas kızın hassas vücudunu inceledi. Ellerini aldı ve kızın ince bileklerine yumuşak öpücükler bıraktı.

"Seninle ilk tanıştığımız gün o iplerin bileklerinde kalıcı izler bırakacağını sanmıştım." Emma pazardan alındığı ilk günü hatırladığında gözlerinden hafifçe yaşlar süzüldü.

Nicholas eğildi ve Emma'nın alnına bir öpücük bıraktı. "Ağlama." dedi.

"Okuldan mezun olur olmaz seni bu lanet yerden çıkaracağım ve birlikte çok uzak yerlere gideceğiz. Herkesten uzak, sadece ikimiz." 

Emma gülümsedi. Kollarını Nicholas'ın boynuna sararak onu kendine yaklaştırdı.

Charles ve Annabelle'i yaparken gördüğünde yaptıkları şeyin ne olduğunu tam anlayamamıştı. Ama okumayı öğrendiğinde kütüphanedeki birkaç romantik kitabı incelemişti.

İnsanların canını bu kadar acıtmasına rağmen neden bunu durmadan yaptılarını düşündü Emma.

Öğrenmenin tek bir yolu vardı.

İkisi de tamamen soyunduklarında Nicholas ve Emma birlikte olmayı denediler.

Nicholas yavaşça girmeyi denedi ama kız acıdan kıpkırmızı olmuştu. Bu kadar kıvranmasına rağmen kızın karşı çıkmaması Nicholas'ı suçlu hissettirmişti.

Nicholas kızı daha fazla zorlamamaya karar verdi. Kızı yattığı yerden doğrulttu ve ona sımsıkı sarıldı.

"Özür dilerim."

Bu söz Emma'nın ağzından çıkmıştı.

CharlotteTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang