3. reçelli ekmek

1.2K 66 22
                                    

Beth, Emma'yı temizledikten sonra üstüne yırtık pırtık ve Emma'ya göre büyük bir elbise giydirdi ve evin içine doğru sürükledi.

Charles, Emma'yı kısa saçlarıyla görünce çok şaşırdı. Daha önce hiç kısa saçlı bir kız görmemişti. 

Beth, Emma'ya yatacağı yeri gösterdi.

Merdiven altındaki küçük bir boşluk.

Beth, Emma'nın yanaklarından süzülen yaşları görünce kaşlarını çattı. "Hey! Neden ağlıyorsun sen bakayım? Kocaman bir oda vereceğimizi düşünmüyordun herhalde?"

Emma odası için ağlamıyordu. Hatta kendine ait bir yatağı olacağını görünce çok sevinmişti. Onun asıl üzüldüğü şey saçlarıydı. 

Saçlarına dokundu.

Beth'in ifadesi birazcık yumuşadı. "Ah tatlım merak etme birkaç aya uzayacak onlar." Ardından kıza evde yapacağı işleri anlattı.

Toz almak, yerleri silmek, sofra masasını hazırlamak, çöpü atmak...

•••

Ertesi sabah merdivenin kapısı çalındı. Emma yattığı yerden doğruldu ve kapıyı açtı.

Nicholas gülümseyerek Emma'ya bakıyordu. "Günaydın." dedi ve elinden tuttu. "Gel hadi, sana bahçemizi göstereceğim."

Emma merakla Nicholas'ı takip etti. Konağın bahçesi gerçekten çok büyüktü. Bahçenin ucundan bir nehir akıyordu ve çevresi ağaçlarla çevriliydi. Nehirin bittiği yerdeyse bir göl vardı.

Nicholas çimenlere oturduğunda Emma'ya oturması için yer gösterdi. Emma çekinerek çimlere oturdu. Nicholas getirdiği bez çantadan iki tane reçelli ekmek çıkardı ve birini Emma'ya uzattı.

"Bazı sabahlar erken kalkarsam burada kahvaltı ederim. Charles yanıma gelmek istemediğinden genelede yalnız olurum. Ama bir arkadaşın olması güzel."

Emma elindeki ekmeği çekinerek inceledi. Kalbi güm güm atıyordu. Uzun süredir düzgün bir şey yememişti ve çok açtı. Nicholas'ın ekmekten ısırık almasını bekledi. Sonunda Nicholas kendi ekmeğini ısırdığında Emma'da uzun zamandır hayatında yediği en güzel yemeğe gömüldü. Kısa bir süre içinde bitirdiğinde Nicholas kahkaha attı.

"Hey, bu kadar aç olduğunu bilseydim sana bir tane daha getirirdim." dedi. Emma hafif bir şekilde gülümsedi.

Nicholas ciddi bir hal aldı. "Bu arada saçlarını neden kestin? Bence uzun hali daha güzeldi."

Emma'nın suratı düştü ve gözünden birkaç yaş aktı. "Ben kesmedim ki."

"Hey ağlama. Bu hali de güzel bence."

Emma gözlerindeki yaşları silerken kafasını iki yana salladı.

Nicholas Emma'nın omuzlarından tuttu. Kız şaşkın bir şekilde ona baktığında kızın yüzünü inceledi. Bembeyaz teninin üzerinde hafif çiller vardı. Ve gözleri... Gözleri adeta koca birer elmas gibi parlıyordu. Kısa saçlı bir kızın bu kadar güzel olacağını hiç düşünmezdi.

"Bu sayede güzel yüzünü daha çok görebiliyorum." dedi.

O sırada bir bağırış duydular. "Emma!"

Beth, kızgın bir şekilde geliyordu. "Çabuk Nicholas'tan uzaklaş seni küçük canavar." dedi ve kızın kolundan çekiştirerek konağa geri götürdü.

Kızı yere fırlattı ve bir bezle kovayı önüne koydu. "Yerleri silmekle başla, birazdan bulaşık yıkamaya yardım edeceksin." dedi ve söylenerek gitti.

•••

Aradan birkaç ay geçti. Emma artık konağın düzenine alışmıştı. Her sabah erkenden kalkıp duş alıyor ve ev işlerini yapıyordu. İlk geldiğinden beri Nicholasla gizlice piknik yapmaya gitseler de artık neredeyse hiç gitmiyorlardı.

Bay Benjamin işi için durmadan uzaktaydı. Bu yüzden çocukların dadılık görevini Beth üstleniyordu.

Yine bir gün Charles sabah erkenden uyandı. Aslında Charles erken kalkan bir çocuk değildi. Ama Emma geldiğinden beri erken uyanıyordu.

Her sabah erkenden Emma Charles'ın odasının tarafındaki bahçede kendini yıkıyordu. Charles ise gizlice Emma'nın çıplak vücudunu inceliyordu.

Yıllar geçtikçe Emma'nın vücudundaki değişimi görmeye başladı.

13 yaşındaki Emma'nın eski kısa saçları uzamıştı ve yerine uzun ipek gibi siyah saçlara bırakmıştı. Göğüsleriyse ince beline göre yavaş yavaş büyümeye başlamıştı ve Emma, artık olgunlaşıyordu.

Charles Emma'nın beyaz tenini inceledi. Bir köle bu kadar kusursuz olmamalıydı.

Charles'ın alt tarafında başlayan hareketlenmeler onun da büyüdüğünü gösteriyordu.

Emma duşunu aldıktan sonra evi temizlemek için işine başladı. Charles merdivenin başından Emma'yı izledi. Tam yanına gidip 'Günaydın' diyecekti ki ikiz kardeşi Nicholas orada belirdi. Emma güzel gülümsemesiyle Nicholas'a karşılık verdi.

Charles gözlerini devirdi ve odasına geri çıktı. Üzerindeki sabahlığı çıkardı ve arkadaşlarıyla buluşmak üzere evden ayrıldı.

CharlotteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin