²¹

852 120 120
                                    

Furkan'ın ailesiyle geçen rezalet yemekten sonra biraz olsun moralim düzelmişti. Furkan beni sürekli mutlu etmeye çalışıyordu. Onun bu davranışlarını gerçekten çok seviyordum. Benim için babasını karşısına almıştı ve benden vazgeçmemişti. Gerçekten değerli olduğumu hissetmiştim.

Bugün işe geldiğimde çok midem bulanıyordu. Aslında midem o kadar hassas değildi ve dün rahatsız edecek bir şey yememiştim ama her an kusacak gibiydim. Mutfaktaki yemek kokusunu aldıkça içim bir değişik oluyordu.

Çok fazla rahatsız olduğumu hissedince kendimi zar zor dışarı attım ve temiz hava almak için terasa çıktım. Biraz nefesimi toplayıp mide bulantımın geçmesini bekledim ve neden böyle olduğumu düşündüm. Eğer özel durumumu bilmeseydim hamile olduğumu sanabilirdim. Fakat öyle bir ihtimal yoktu. Asla olamazdı.

Ben temiz hava almaya devam ederken arkamdan Furkan da gelmişti. Meraklı bakışlarla yanıma yaklaştıktan sonra beni inceledi.

"Neyin var?"

"Hiçbir şey. Midem rahatsız biraz."

"Yediğin bir şey mi dokundu?"

"Sanmıyorum."

Kendi kendine düşünürken surat ifadesi gerilince ne düşündüğünü merak etmiştim. Bir noktaya bakakalmış ve kaşları çatık bir şey düşünüyordu. Ortam garipleştiği için konuyu geçiştirmeye karar verdim.

"Her neyse geçer elbet. Bugün iş çıkışı bize gelsene."

"Ne yapacağız sizde?"

"Mısra ve Cem evde yok. Sıkılırım."

"Bana uyar."

Cebinden sigara paketini çıkarıp içinden bir tane çıkardı ve yaktı. Daha sonra bana uzatınca kafamı iki yana salladım.

"İçmeyi bıraktım."

"İyi yapmışsın."

"Canım çekti aslında."

"Al iç benimkinden."

Bana uzattığı elini itip ona yaklaştım ve dudaklarımızı birleştirdim. Bunu yapacağımı beklemiyordu. Bende onu şaşırtmayı çok seviyordum. Birkaç saniye duraksadıktan sonra bana karşılık vermeye başlamıştı. Öpüşmemiş daha güzel bir hâl alırken terasta olduğumuz için geri çekildim ve gülümsedim.

"Canım sigara çekti demedim ki. Canım dudaklarını çekti."

"Sen var ya işini biliyorsun."

"Tabii istersen sana öğretebilirim."

"Öğretsene."

"Eve gidince öğretirim."

Kendi aramızda gülüştükten sonra normal konulardan konuşup biraz sohbet etmiştik. Daha konuşmaya devam etmek istemiştik ama hava soğuk olduğu için içeri geçmiştik.

*
Akşama doğru çalışmaya devam ederken bulantım çok artmıştı. Anlaşılan midemi üşütmüştüm. Bulantı hissini düşünmemeye çalışıp yemeği karıştırmak için tencerenin kapağını açtığımda yoğun balık kokusunu alınca öğüresim gelmiş ve her şeyi bırakıp mutfaktan çıkarak lavaboya gitmiştim.

Kabinlerden birine girdikten sonra biraz bekleyip gerçekten kusma isteğimin olup olmadığını düşündüm. Zorlayarak kusmak hiç sevmediğim bir şeydi. Birkaç dakika geçtikten sonra ağzıma gelen acı suyla kafamı eğdim ve klozetin içine kustum. Çıkardığım şeyleri görünce daha çok kusasım geliyordu.

ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin