1.1K 148 201
                                    

Bu sabah işe geldiğimde garip bir şey olmuştu. Tatlıların olduğu dolaba bakmak istemiştim ve baktığımda benim tepsimdeki tatlıların daha az olduğunu farketmiştim. Fakat dün baş garson bana Furkan'ın tatlıları daha çok satıldı demişti. Bu durum kafamı karıştırınca baş garsonu bulmuş ve ona biten tepsinin benim olduğunu söylemiştim. Bir süre bir şey söylemek istememişti fakat ısrar edince itiraf etmişti.

"Furkan yalan söylememi istedi. Senin kazandığını kabullenemedi. Kendi kazanmış gibi gösterdi. Kusura bakma."

"Yani ben kazandım öyle mi?"

"Evet."

Sırıtışımı engelleyemeyip hızlıca üstümü değiştirdim ve mutfağa girip Furkan'ı aradım. Bulduğumda yanına dikilip konuşmaya başladım.

"Sen dün benim senden korktuğumu söylemiştin değil mi?"

"Evet. Tatlı konusunda benden zayıf olduğun için."

"Ve demiştin ki ne çirkef bir rakipsin."

"Evet dedim. Niye tekrarlıyorsun?"

"Bu sabah dolaplara gittim. Ne gördüm biliyor musun? Benim tepsimdeki tatlıların bittiğini."

"Kaldırmışlardır."

"Sonra baş garsona gittim. Biraz zor oldu ama itiraf etti. Bu kadar hilekâr olduğunu bilmiyordum."

"Ne hilesi? Hile yapmadım ben."

"Tepsilere ben yokken baktın ve ben görmediğim için senin kazandığını söylemesini istedin değil mi?"

Yüz ifadesi bozulurken ne diyeceğini bulamamış gibiydi.

"Benden bu kadar korktuğunu bilmiyordum Furkan."

"Tamam sen kazandın işte. Öğrenmişsin ne uzatıyorsun? Tebrikler."

"Niye hile yaptığını sorabilir miyim?"

"Canım öyle istedi."

"Mantıklı bir açıklama değil. Her neyse sonuç olarak seni ezdim bu bana yeter."

"Bir seferlik oldu. Sana başka şans tanımam."

"Tabii aynen."

"Bugün hiç keyfim yok. Seni çekemeyeceğim."

Onu bir şey demeden daha fazla oyalanmamak için işimin başına geçtim. Sonuçta istediğimi elde etmiştim. Daha fazla uzatmanın anlamı yoktu.

Akşama kadar fazla bir şey yapmamıştık. Fakat hava kararmaya başlarken akşam yapılacak yemek için hazırlıklara başlamıştık.

Bugün balıklarla uğraşıyorduk. Her yer balık kokuyordu. Biraz rahatsız edici olsa da mecburen hepsini pişirmek zorundaydık. Yine bir iş yemeği için menü hazırlıyorduk. Furkan da benimle beraber çalışıyordu. O kılçıkları temizleyip bana verirken ben de derisini alıyordum. Bugün sanki pek keyfi yok gibiydi. Benimle atışırken bile içinden gelerek konuşmuyordu. Özel bir konu olduğunu düşünerek fazla üstünde durmadan balıkların derisini temizlemeye devam ettim.

"Kılçıkları iyi temizle. Sıkıntı çıkmasın."

"Biliyorum ne yapacağımı."

"Uyardım sadece."

"Uyarma. Kendi işine bak."

"Aman iyi. Ne yaparsan yap."

"Ne diyorsun ya?"

ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}Where stories live. Discover now