¹⁶

938 131 74
                                    

Günlerdir Furkan ile tek kelime etmiyorduk. İkimizde kendi işimizin başında kendi halimizde çalışıyorduk. Onu gerçekten çok özlemiştim ve bu benim için her geçen gün daha zor bir durum haline geliyordu. Artık benden nefret ediyormuş gibi bakması canımı acıtıyordu.

Bu yetmezmiş gibi birde dünden beri içimde inanılmaz kötü bir his vardı ve gece bir kabus görmüştüm. Ne anlama geldiğini bilmiyordum ama hislerim beni rahatsız ediyordu.

Çalışmaya devam ederken Furkan'ın malzeme dolabına ilerlediğini görünce yanımdaki Cemre'nin hazırladığı listeyi önünden çektim.

"Ben alırım malzemeleri vakit kaybetmeyelim."

Beni onaylayınca elimdekileri bırakıp arka tarafa malzeme dolabına ilerledim. Sanki Furkan'ın orda olduğunu bilmiyormuş gibi içeri girdim ve gerekli pasta malzemelerini almaya başladım. İçeri girdiğimde beni görmüştü ama ben ona bakmamıştım.

"Bu sefer dolabı üstüne mi devireceksin?"

Yaptığı ima ile gözlerimi devirip arkamı döndüm ve ona baktım.

"Hayır. Artık hiçbir şey yapmayacağım."

"Doğru karar. Kendini küçültmekten başka bir işe yaramıyor."

"Ben hâlâ sana saygımı koruyorum. Sen de saygılı olursan iyi olur."

"Benim için saygı duyulacak birisi değilsin."

Söylediği şey beni üzse de belli etmemek için elimden geleni yaptım.

"Demek benden bu kadar nefret ettin."

"Ettirdin. Resmen benimle dalga geçtin. İlk başta beni çok istiyor gibi davrandın ama sonra bir anda fikrin değişti. Buradan anlaşılıyor ki asla güvenilmeyecek birisin."

"Kendimce sebeplerim vardı."

"Sana inanmıyorum. Yalancının tekisin."

"Yalan söylemiyorum. Sadece sana anlatmak istemediğim birkaç sebep var. Bunlar bana özel."

"Umrumda değil. Artık benim için biraz olsun önemin yok. Kendini düşünen bencil şımarık bir kızsın. Sebebin falan da yok. Sen sadece ilgi istiyorsun."

"Daha önce sana büyük konuşma demiştim ve yine diyorum."

"Seni nasıl görüyorsam öyle söylüyorum."

Daha fazla bir şey söylemek istememiştim. Bana sinirli olduğu çok belliydi. Hatta benden nefret ediyordu. Gerçekleri bilmediği için benim hakkımda kötü düşünmesi çok normaldi ama artık bu durumdan çok sıkılmıştım. Ona cevap vermeden alacaklarımı alıp dolaptan çıktım ve tekrar Cemre'nin yanına döndüm.

Öğleden sonra Furkan işi olduğunu söyleyerek otelden ayrılmıştı. Ben ise çalışmaya devam ediyordum ama içimdeki kötü his benim peşimi bırakmıyordu.

Fırının başında beklerken telefonum çalınca cebimden çıkardım ve kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını gördüm. Fazla beklemeden hemen açtım.

"Alo?"

"Hazal Tuna ile mi görüşüyorum?"

"Evet buyrun."

"Hazal hanım ben Özel İstanbul Hastanesinden arıyorum."

İçimdeki korku büyürken aklıma direkt kardeşlerime bir şey olduğunu gelmişti. Hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp dinlenme odasına gittim ve koltuklardan birine oturduktan sonra cevap verdim.

ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}Where stories live. Discover now