arkamdan iş çevirdin!

256 42 12
                                    

- Giyecek bir şeylere ihtiyacın olursa benim kıyafetlerimden de giyebilirsin.

"Şey. Teşekkürler."

- Önemli değil Kai. Benim dostumun düşmanı benim dostumdur.

"O nasıl iş?"

- Boşver işte. Açıkçası seni sadece ordan çıkarmak istedim.

"Ama neden?"

Winwin biraz durdu. Elinde olan kahve bardağını biraz sarstı.

- Orada bulunmak zorunda değildin. Fakat Soobin seni kaçırdığımı öğrenmemeli. Saklayabilirsin değil mi?

"Sorun değil. Yeter ki onu benden uzak tut."

- Şimdi Soobin'in yanına gitmem gerek. Kim bilir ne yapıyor...

Tam çıkacağı sırada Kai Winwin'in bileğini hafifçe tuttu.

"O çok mu kötü?"

Bir cevap bekliyordu ama Winwin ve arkadaşları lafı nasıl anlıyor anlamıyordu. Ya da nasıl anlamak istiyor?

- Ne anlamda kötü? Hmm... Her iki şekilde de? Tabii... Biri duruma göre değişir. Sen ona nasıl davranırsan o da sana öyle davranır. İyi biri olabilirsin belki ama ona karşı kötüysen gerçekte olduğun kişi umrunda olmaz. Alışırsın...

"Ne? Changbin olayı yüzünden nasıl olduğunu sormuştum. Tanrım konuyu nereye çekiyorsun? Ayrıca bir şeye alışmak zorunda değilim ki?"

- Hadi bunu daha sonra konuşalım demek isterdim ama muhtemelen konusunu dahi açmayacağım kendin öğrenirsin.

Dedi ve gülümseyip gitti. Bana güvenerek kapıyı kiletlemeyeceğini söyledi. Oyalanacak bir şeyler bulmaya çalıştım ama Soobin'i içten içe çok merak ediyordum. O kısacık zaman diliminde birbirimize çok alıştığımızı hissetmiştim. En azından ben ona alış- ne diyorsun Kai??? Acı çekmek istemiyorum diyorsun ama acı çekmekten zevk alıyorsun! Galiba gerçekten aklımı yitirmeye başladım. Hayatımdan çık istiyorum ama buraya gelerek ben sana doğru adım atmış oluyorum. Gitmem gerek... Kaçmalıyım...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

- Hey Soobin.

"Hı?"

- Ne halt ediyorsun? Şimdi de bilgisayar oyunları mı? Adı ne?

"Bu seni hiç alakadar etmez. (Wjdjjejdwjkxkwkdks)"

- Bilgisayar oyunlarını sana tanıştıran bendim hatırlatırım.

"Ama bu hala benim en iyi oyuncu olduğum gerçeğini değiştirmiyor."

- Neyse ne. Randevun var. Gidelim.

"Kim o şanslı kız?"

- Aptal. Doktora gidiyoruz.

"Ne doktoru?"

- Changbin öldüğünden beri kendinde değilsin. Doktor en azından nasıl bir yol izlemen gerektiğine yardım eder.

"Çok kuralcı olmaya başladın Winwin. Gerçi en başından böyleydin ama fazla olmadı mı? Anne kuzusu."

- Aranızdaki en sorumluluk sahibi kişi olmam çok mu dikkatini çekiyor?

"Bak benle kavga mı edeceksin?"

Soobin hızlıca ayağa kalkmış ve Winwin'in karşısına geçmişti.

- Hayır. Seninle ergen gibi kavga etmeyeceğim.

"Bana bişey söylemeye çalışıyorsun. Ama dinlemeyecğim. Randevuya gitmeyeceğim. Doktor tipim değil."

Tekrar eski koltuğa kendini fırlattı. Eline oyun konsolunu alıp game over yazısına bir süre baka kaldı.

- Bu akşama hazır olmazsan bizzat kendim doktoru getiririm.

"Seni içeri alır mıyım sanıyorsun?"

Winwin elindeki anahtarı göstererek:

- Seni kilitlersem girebilirim.

"Cidden beni düşünmeyi bırak ve kendi derdin ile ilgilen!"

- PEKİ! SENİ ZORLAMAK ZORUNDA KALDIĞIMA İNANAMIYORUM."

"BENDE SENİN BENİM ARKAMDAN İŞ ÇEVİRDİĞİNE İNANAMIYORUM."

- Ne saçmalıyorsun?

Winwin sinirle çıkıp gidecekken Soobin oturduğu yerden sırıtarak Winwin'e bir şeyler söylüyordu.

"Onu geri getirdiğini biliyorum."

Hueningkai üstteki çıkış kapısından herşeyi dinliyordu oysaki...

Kai: Benim yüzümden arkadaşlıkları bozuldu... Soobin'in hayatına giren acı çekerken acı da mı çektiriyordu?

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Sınav haftasını Wattpad'de geçirmek... Allah herkese benim kafamdan vers- vermesin 🐻🔫

Lunatic ' sookaiWhere stories live. Discover now