Sen kimsin, Soobin?

312 47 9
                                    

Soobin hyung'un bana vermiş olduğu kartonu yere serdim. Üstüne yatıp kendimi sıcak tutmaya çalıştım. Dışarısı cidden soğuktu ve zeminin de bundan farkı yoktu. Kaçtığımız günden beri hastanenin güvenlikleri bizi arıyordu. Fakat biz sürekli saklanıyorduk. Soobin hyung ile doğru düzgün hiç konuşmamıştık. Doğrusu o benimle konuşmayı zaten istemiyordu. Sürekli onun başına bela olduğumu sayıklıyordu. Duyabiliyordum. Şuan ise kaçmamızdan 2 hafta felan geçmişti. Bir barın deposunda kalıyorduk. Soobin hyung genelde hep dışarda oluyordu. Sabah 7 gibi çıkıyor, akşam 11 gibi geliyordu. Tabii benimde üstüme kapıyı kilitliyordu. Kısacası burada bana yaptığı şeylerin de hastaneden farkı yoktu. Bu beni her ne kadar rahatsız etse ve kırsada sesimi çıkartmıyordum.

Saat 10 gibi sıkılıp uyumaya çalıştım. Ama yukarı kattaki insanlar baya eğleniyor olmalıydı. Ses yüzünden uykumdan da vazgeçmek zorunda kaldım. Bu barın sahibi Soobin hyung'un bir arkadaşıymış. Bu sefer Soobin ile iletişime geçecektim. Bu yüzden onu bekleme kararı aldım...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

- Neden hala uyumadın?

"Seni bekledim."

- Ne var?

"O zamandan beri doğru düzgün konuşmadık."

- Ne konuşmak istiyorsun? Seninle çene yaparak zamanımı boşa harcayacak değilim.

"Hastaneden farkın yok. Beni buraya kilitleyip gidiyorsun. Amacın ne?"

- Bak bana çocuk.

Yakamdan sıkıca tutup kendine yaklaştırdı.

- Zaten oraya ait değil miydin? Ben sadece sana tolerans tanıdım ve seni oradan çıkardım... Her ne isen öyle olmaya devam et.

İşte o an pes etmiştim. Bütün bu yaşadıklarım hiç normal değildi ve benim derdimi anlatabileceğim kimsem yoktu. En azından onunla abi - kardeş ilişkimiz olur sanmıştım. En azından bir arkadaşım olur ve bana yardım eder diye düşünmüştüm. Şimdi ise kimse kimseden farklı gelmiyordu bana. Derin duygularımı dışarı vuramadıkça ağlamaya başladım. Gözlerimdeki umutsuzluğun onun gözleriyle çakışmasını diledim. Elleri gevşeyince beni bıraktı ve odadan çıktı..

Ben ağlamamı durdurmaya çalışırken kapı açıldı. Soobin hyung elinde iki şişe ile yanıma geldi. Bir şişeyi açıp önüme koydu. Daha sonra o da karşıma oturmuştu.

"Bu yasal mı?"

- İçecek misin yoksa şu şişeyi kafanda kırayım mı?

Hemen şişeden azar azar yudumlarla içmeye çalıştım.

- Anlat.

"Neyi?"

- Hikayeni anlat. Kimsin sen?

"Öncelikle bilmen gereken adımdan çok benim deli olmadığımdı."

- Bunun farkına geçen süre diliminde varmıştım.

Konumumu dikleştirdim. Daha anlatıcı bir biçimde konuşmaya devam ettim.

"Ailem beni deli yapmak ve benden kurtulmak için herşeyi yapıyorlardı. İlk başta beni deli gibi gösteriyorlardı. Fakat bir süre sonra beni gerçekten deli yapmak için değişik haplar vermeye başladılar. İtiraf ediyorum evet o hapları bir süre kullanmıştım. Fakat yan etkilerini gördükten sonra kullanmayı bıraktım. En azından onlar hala kullanıyorum sanıyorlardı. Yıllarca zaten evden bile çıkmadım hatta odadan bile çıkmadım. Hayat ve ölümden bile kopmuştum. Yaşıyor muydum veya ölmüşmüydüm? Hiçbir şey hakkında bilgim yoktu. Ama annem olacak kadın bana kalın kitaplar getirirdi. Bazen ise 3-6 yaş çocuk kitapları araya karışırdı. Neden diye soracak olursan.. eline ne gelirse onu benim önüme atardı. Belli ki bu işime yaradı. Bütün hepsini okumuştum. Farklı türlerde farklı hikâyeler.. belki de beni gerçekten delirmekten kurtaran şey kitaplardı. Gerçek hayatın nasıl olduğunu öğrendim diyebilirim. En sonunda haplar bitmeye başlayınca beni hastaneye gönderdiler. Şuan büyük ihtimalle bana kalmış mirası yiyorlar..."

- Zenginsin yani?

"Öyle.. galiba öyle. İşte böyle hikâyem."

Soobin hyung karşımda ifadesiz bir surat ile beni inceliyordu.

- İyiymiş.

"Soobin hyung-"

- Hyung demene gerek yok.

Soobin'in ayaklanmasıyla tekrar dışarı gideceğini anlamıştım. Hemen onu durdurdum.

"Peki ya sen? Kimsin sen? Soobin kim?"

- Hmm. Bunun cevabını verebilecek kadar güvenince söylerim. Bu arada sıkılıyorsun değil mi?

"Öyle olsun.. ve evet."

- Bunu dinle. En sevdiğim parçalardan biri.

Elime attığı CD'yi verdikten sonra kapıyı tekrar kapattı. CD'yi DJ'lerden biri için olan bilgisayara taktım. Çokta sesini açmadan dinlemeye başladım. Ritim gerçekten güzeldi. Ama fazlasıyla gizemliydi.

Kimsin sen Soobin? Ne diye saklıyorsun kendini. Ne diye kendinden kaçıyorsun ki? Dememe sebep oldun...

Twenty One Pilots - Heathens

Yanında oturan psikopatı asla bilmeyeceksin.

Yanında oturan katili asla bilmeyeceksin.

"Senin yanına nasıl düştüm?" diye düşüneceksin.

Ama her şeyden sonra, lütfen unutma.

Tüm arkadaşlarım kafir, yavaştan al.

Sana kimi tanıdığını sormalarını bekle.

Lütfen ani hareketler yapma.

Kötü muamelenin yarısını bile bilmiyorsun.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Lunatic ' sookaiWhere stories live. Discover now