KİOM 8

200 21 2
                                    

Selaam :) multimedia Derin  Keyifli okumalarr :D Bölüm kısa ama güzel bir bölüm oldu :D Okuyanlar vote ve yorum yaparsanız sevinirim . Bölüm şarkısı da var Yalın Ki sen . Seviliyorsunuz :*

Derin kolumdan tutup beni kapıya doğru sürüklemeye başladı. Arkamı dönüp Rüzgar'a baktım. Yerde kanlar içerisinde yatıyordu. Depodan çıktık. Derin beni arabanın yanına götürdü ve kapıyı açıp beni arabaya oturttu.

Galiba bir tür şok geçiriyordum. Ellerim benden istemsiz titriyordu. Beynim hiçbir şey düşünemiyordu Rüzgar'ın kanlı bedeninden başka. Yerde öylece yatıyordu. Acaba ölmüş müydü? Arabanın diğer kapısı açıldı ve Derin sürücü koltuğuna oturdu. Ellerim ve bacaklarım hala titriyordu. Derin gözümün önünde birisini öldürmüştü. Hayır gözümün önünde değil aslında bana arkamı dönmem için bağırmıştı. Ama sonuçta o öldürmüştü. Neden öldürmüştü ki?

Arabada yola odaklandım ve başka hiçbir şeye bakmadım. Derin'e bile. Araba durdu. Derin arabadan inmişti galiba çünkü kapı açılma sesi geldi. Ama ben hala gözümü yoldan ayırmıyordum. Hala şokun etkisindeydim galiba. Neler oluyordu ki bana? İlk defa gözümün önünde bir insan vuruldu. Vuran kişi ise Derin.

Birisi başımdan aşağıya buz gibi bir su döktü. Dönüp yukarı baktım. Derin'di. Başka kim olabilirdi ki zaten? Derin bir katildi. Ama Rüzgar da suçluydu benimle eğlenmek istedi. Ama Derin'in benim için onu vurduğunu sanmıyorum. Mutlaka başka bir nedeni olmalı. Bir insanı burmak bu kadar kolay olamaz değil mi? Ama söz konusu Derin olunca bu ihtimal de gözünüzde küçük görünüyor işte. Derin kolumdan tutup arabadan indirdi beni.

"Bu su az geldi sana galiba? Kendine gel" dedi Derin.

Hiçbir şey demedim. Arabaya geçip oturacaktım ki Derin bileğimden tutup beni sürüklemeye başladı. Bir lokantanın önündeydik. İçeri girdik ve bir masaya oturduk. Her tarafım titriyordu. Üstüm de ıslaktı. Kolay hasta olan bir kız değildim. O yüzden sorun yoktu. Ama üşüyordum. Hem de hiç üşümediğim kadar çok. Her tarafım benden istemsiz bir şekilde titriyordu.

Etrafı incelemeye başladım. Şirin siyah ve pembe tonlarının hakim olduğu bir restorana gelmiştik. Gözlerimi karşımda oturan Derin'e çevirdim. O da o keskin gözleriyle beni izliyordu. Yanımıza bir adam geldi ve Derin'e birkaç parça giysi verdi. Derin de onları bana uzattı ve konuşmaya başladı.

"Al bunları giy. Yoksa hasta olacaksın." dedi. Elindekileri alıp lavaboya gittim. Hızlıca üstümdeki yaş şeyleri çıkardım. Islak şeylerden nefret ediyorum. Şuan da üstüm ıslak ve giysiler vücuduma yapışmıştı. Hemen onları çıkarıp Derin'in verdiği giysileri alıp giydim. Bedenleri tam olmuştu. Daha sonra da Derin'in yanına döndüm.

Derin iştahlı iştahlı yemek yiyordu. Sanki az önce birisini vurmamış gibi? Sanki katil değilmiş gibi? Ben de karşısına geçip oturdum. Masadaki suyu alıp hepsini içtim. Su iyi gelmişti. Genelde de zaten hep böyle olurdu. Bana bir şey olduğu zaman veya kötü bir şey yaşadığım zaman bol bol su içip kendime gelirdim. Tuhaf ama öyle. Su bana her türlü iyi geliyor.

Benim karşımda da yemek vardı. Ben de yemeyi yemeye başladım. Galiba hala yaşadığım şoktan çıkamamıştım. Yemeği hızlı hızlı yemeye başladım. Hem de çok hızlı. Bir süre böyle bir sürü yemek yedim. Daha sonra birisi önümden yemekleri çekti. Kim mi? Tabi ki Derin.

"Yeter bu kadar yemek. Tıkanacaksın sonra zaten başımda bir sürü olay var bir de seninle uğraşamam." dedi.

"Derin?" dedim. Uzun bir süredir konuşmuyordum. O da şaşırmış olmalı ki sorar gözlerle bana baktı ben de devam ettim.

"Neden Rüzgar'ı vurdun? O öldü mü? "

Bir süre öylece birbirimize baktık. Sonra Derin konuşmaya başladı.

"Hadi kalk gidiyoruz."

"Nereye?"

"Buradan uzaklaşmamız lazım. Rüzgar'ı fark etmişlerdir. Bizim de peşimize düşmüşlerdir. Güvenli bir yere gitmemiz gerek. O Şenalp şerefsizinin çevresi çok geniş. O yüzden güvenli bir yere gitmemiz gerekiyor. "

"Nereye gideceğiz peki? "

"Güvenli bir yere." dedi ve ayağa kalktı. Ben de kalktım ve beraber arabaya doğru ilerlemeye başladık. Geçip sürücü koltuğuna oturdu. Hoş geldin öküz Derin! Ben de geçip yanına oturdum. Arabayı sürmeye başladı. Çok yorgundum. Başım çok fena halde ağrıyordu. Bugün yaşadıklarım çok ağır gelmişti. Kafamı koltuğun kenarına koyup gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığım zaman bir yataktaydım. Ee en son biz Derin'le arabada değil miydik? Ama şuan bir evdeydim. Sol yanımda bir ağırlık vardı. Dönüp baktım. Derin omzumda yanımda uyuyordu. Kokusunu içime çektim. Portakal mı? hayır. Greyfurt? o da değil. Nasıl bir kokusu vardı? Portakal ve Greyfurtun karışımı rahatlatıcı bir kokusu vardı. Kokusunu içime çekerek tekrar uyumaya başladım.

Selaam Nasıl beğendiniz mi? :D Okuyanlar vote ve yorum yaparsanız sevinirim :* Seviliyorsunuz.  

KÖTÜLER İYİ OLABİLİR Mİ? #Wattys2015Where stories live. Discover now