22. Bölüm

436 49 10
                                    

Yarın bir bölüm daha atacağım. Finale az kaldı. Yorumlarınızı eksik etmeyin bebişler🥰

İçini kaplayan dehşet hissine rağmen Baekhyun, başıyla onayladı. Chanyeol onun bu işaretiyle tatmin olmuş bir şekilde tekrar doğruldu. Şortu ve parmaksız eldivenleri içinde, yumrukları sıkılı, çenesi gergin bir hâlde gerçekten tanıdığı savaşçıya benziyordu. Baekhyun ne kadar korkarsa korksun, kelimenin tam anlamıyla ona hayatını emanet edebilirdi. Hakem dövüşçüleri çağırdı. Baekhyun adamın dönüp kafesin ortasına yürüyüşünü izledi; attığı her bir adımla Baekhyun'un sorunlarına -ve ikinci şansına- son vermeye yaklaşıyordu. Baekhyun ellerini birbirine kenetleyip ağzına bastırdı. Sehun'un hayatı tehlikedeyken kendisinin ya da Chanyeol'un neleri kaybedeceğini düşünme lüksüne sahip değildi. Bu gizli turnuva, onun MMA dünyasında yeniden yer kazanması için elbette ki tek seçenek değildi. Bütün bunlar bittiğinde Baek, onun yeni bir şans edinmesi için ne gerekirse yapacaktı. Sonra da durumları eşitlemek için adama birkaç büyük iyilik daha yapması gerekecekti.

Dövüş kaldığı yerden devam etti. Baekhyun'un bakışları bir çember çiziyordu: Chanyeol, dijital saat, gangsterler.. Tekrar ve tekrar... Bu raunt önceki iki raunt kadar bile hareketli geçmiyordu. Diğer herif Chanyeol'un dizinin iç kısımlarına bir sürü tekme atıp etrafta dolanıyor ama başka bir şey yapmıyordu. Saate göre maçın bitmesine iki dakikadan az zaman kalmıştı. Çok geçmeden bir şey olmazsa dövüş bitecekti. Baekhyun, Dongwo'nun kulağına eğildi. "Neden bir şey olmuyor?"

"Serseri herif aptal değil. İlk iki raundu kesinlikle kazandığı için - maçı kazanmak için- ayakta kalması yeterli."

"Hakem kararıyla kaybederse anlaşma geçerli oluyor mu?" Dongwo kafasını iki yana salladı. "Üçüncü rauntta ya nakavt ya da teslim olmalı." Onlar konuşurlarken Chanyeol daha agresif olmaya başladı. Biraz bastırarak daha sert yumruklar attı. Bir defasında diğer herifle alay bile etti.

"Herifin yumruk falan atması ya da yere yatırması için onu kışkırtmaya çalışıyor. Böyle yaparak ya onu sinirlendirecek ya da kaybetme riski olduğunu düşünmesini sağlayacak." Bunlar uzak ihtimaller gibiydi. Hatta ondan bile kötüydü. Dongwo bu kadar endişeli görünmese Baekhyun  daha rahat olabilirdi. Dongwo surat ifadesini saklamakta çok başarısızdı. Baekhyun saate göz attı. Kırk beş saniye. Midesi bulandı, asit boğazına doğru sızmaya başladı. Baekhyun yutkununca boğazının yanmasıyla irkildi. Arkaya hafifçe eğilince Sully ve Vinnie'yi gördü. Kaşları çatık bir şekilde, dövüşte çok az zaman kaldığını belli eden saatin tik taklarına bakan adamların yüzleri kararmıştı. Sully, Vinnie'ye bir şey dedi ve birlikte koridorda ilerlemeye başladılar; bu sırada gözlerini de dövüşten, saatten ve... Baekhyun'a ayırmıyorlardı.

Kahretsin!

Chanyeol gangsterlerin öne doğru geldiklerini görünce yüzünü hiddet kapladı. Ağızlığını tükürerek kollarını genişçe yana açtı ve rakibine bağırdı. Adamı kışkırttığı açıktı, gerçi kalabalığın kulakları sağır edici bağırışları yüzünden ne dediğini anlamak imkânsızdı. Diğer dövüşçü parmak uçlarında sekmeye devam etti ve ardından Chanyeol'a plastik kokan küstah bir sırıtışla baktı. Chanyeol kükreyerek bir sağ kroşe çakınca hedefi kendi etrafında döndü; başı çeken suratını takip eden bedeni de çözülmeye çalışırken hakemin ayağının dibine çuval gibi yığıldı. Zaman adeta durdu. Baekhyun adamın ayağa kalkıp Chanyeol'un inandırıcı bir şekilde kaybetmesini sağlayabilecek bir karşı atak yapması için dua etti. Ama duaları yanıtsız kaldı. Adam kımıldamayınca hakem dövüşü bitirerek Chanyeol'un elini kazanan olarak havaya kaldırdı. Ardından kıyamet koptu. Kalabalık çıldırdı ve bazıları kazananı tebrik etmek için aceleyle kafese koşturdu.

kafes dövüşü 2 || chanbaek Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang