Ayrılık: Bölüm 3

926 110 301
                                    

❄︎Felix Agreste❄︎

Vadideki Zambak kitabından bir sayfayı daha bitirdikten sonra yeni sayfaya geçtim ve dakikalardır bana dik dik bakan Adrien'ı yok saymaya devam ettim.

Bu kitabı okumayalı uzun zaman olmuştu. En sonunda hakkında tek hatırladığımın yasak bir aşk olmasıyla bende yeniden başlamıştım.

"Felix bazen benden bile aptal olabiliyorsun."

Ah, ne diyordum? Evet, Vadideki Zambak kitabını severdim. Hani olurdu ya, bir şeyi severdiniz ama neden sevdiğinizi unutursunuz. İşte tam o hale gelince yeniden okumaya başlamıştım kitabı.

"Cidden hiç konuşmayarak ne yapmayı planlıyorsun?"

Aslında cevap vermez ve umursamazca kitabımı okumaya devam ederdim ancak Adrien sert bir şekilde elini kitabın üstüne koymuştu ve muhtemelen fark etmese bile kitabın sayfasını katlıyordu.

Bu kabul edilemezdi.

"Elini çek." dedim sakin olmaya çalışarak.

"Olmaz."

"Adrien, çek şu elini." dedim bu sefer bastırarak.

"Hayır."

"Sayfayı katlıyorsun aptal!" diye bağırdım en sonunda ve kitabı sertçe çektim. Katlanan yeri düzelttiğimde pek bir hasar almadığını görmek beni sevindirmişti. Hemen yanımdaki ayracı yerden aldım ve kitabın kaldığım sayfasına koyup kitabı Adrien'ın ulaşamayacağı uzaklıktaki yere koydum.

"Ne istiyorsun?" diye sordum ona dönerek.

"Senin aptallığını." dedi düz bir sesle.

Göz devirdim. "Aptal olanın sen olduğunu sanıyordum."

"Bende." dedi gücenmeden. "Ama görüyorum ki benim daha zeki ve umursamaz versiyonum Felix bazı durumlarda benden daha aptal olabiliyormuş."

Yeniden göz devirdim. "Nereye varmaya çalışıyorsun Adrien?"

"Bri-" derken bakışlarımı görünce susup düzeltti. "Alexia gideli iki gün oldu ve sen onu aramadın bile."

Derin bir nefes aldım. Yüzümü olabildiğince ifadesiz tutmaya çalışıyordum. "Demek benden tavsiyeler isteyen Adrien bana akıl vermeye gelmiş." dedim kaçmaya çalışarak.

"Konuyu değiştirme Felix." dedi Adrien iyice sorgulama moduna girerek. İyice Marinette'e benzemeye başlıyordu.

"Sadece, garip hissediyorum tamam mı?" dedim pes ederek. Madem konuşmak istiyordu bende başını iki gündür beni yiyip bitiren düşüncelerimle ağrıtırdım o zaman.

"Bir veda bile etmeden gitti ve ben ne yapmalıyım bilmiyorum. Arayıp sanki hiçbir şey olmamış gibi mi yapmalıyım, hesap sormalı mıyım yoksa hiç aramamalı mıyım emin değilim. Ya bana benimle sevgili olmak istemediğini söylerse? Belki de onu unutmalıyım."

Adrien sessizce endişelerimi dinledi ve ben bitirdikten sonra bile bir süre sessiz kaldı. İş garipleşmeye başladığında onu kovacaktım ki, birden kahkaha atmaya başladı. Ne?

"Gerçekten aptalsın!"

Kaşlarımı çattım. "Yardıma mı geldin, hakaret etmeye mi?"

KUZEN Where stories live. Discover now