Nazikçe başını eğdi ve zarif tacın başına yerleştirilmesini bekledi.
Kız kardeşlerinin alkışları ve ıslıklarıyla biraz daha heyecanlandı blossom.
"Sevgili tanswill halkı!
Veliaht prenses Blossom"
Taktim edildikten sonra blossom titreyen elleriyle el...
Gözlerini ovuşturarak kalktı Blossom. Güneş daha yeni doğmuştu. Ayaklarını yataktan sarkıttı ve boş boş cama baktı. Ayağını yerle buluşturdu ve gerinerek doğruldu. Ayaklarını sürüyerek banyoya gitti. Çok geçmeden ayılmıştı, etraf soğuktu.
Yüzünü yıkadı ve tekrar yatağına ilerledi.
Mankenin üstünde duran nişan kıyafetine baktı.
Derin bir iç çekti, hala yatağında boş boş oturuyordu.
Elinde duran siyah kutuyu masaya bırktı ve saygıyla eğildi.
"sizi hazırlamak için gönderildim."
Blossom kafasıyla onayladı. "siyah kutu da nedir?"
"nişanlınız size bir hediye gönderdi."
Blossom şaşkınlıkla kutuya uzandı. Terddüt ederk açtı ve göz kamaştırıcı tacı ilgiyle inceledi
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Heycanlanmıştı. Nişanlısından böyle bir kyak beklemiyordu. Minnetle kabul etti. Ve hazırlanmak için ayağa kalktı.
*****
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Geleneksel beyaz bir elbise seçilmişti nişan töreni için. Sarı ve dantel işlemeli elbise çok güzeldi ama Blossom hala mutlu değildi.
Böyle bir aşk düşünmemişti hiç. Zorla evlendirileceği bir aşk...
Düşünmenin bir faydası yoktu. Hazırlanmaya başladı. Elbise tam dizlerindeydi ve oldukça rahatsız ediciydi.
Saçlarını örgülü salaş bir topuz yaptırdı.
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
