24

314 34 47
                                    

Blossom tapınağa Brick ile gireceğini düşünüyordu ama hayalleri suya düşmüştü.
Dışarıda koruyuculuk rolu üstlenmişti Brick.

Blossom tapınağın loş koridorlarında yürürken aptal sırıtışıyla kendisine ayrılan odaya girdi.

Üstündekilerden kurtuldu sıcak suya teslim etti bedenini.

Büyük küvetin içinde mayışıp hayallere daldı.

Köpüklü suda kaybolan bedeni rahtalyarak gevşedi. Uyku vücuduna hücum etmeye başlamıştı.
Köpüklü sudan kurtulup vücudunu ve saçlarını duruladı.

Bornozunu giydi ve saçlarını havluyla sarmaladı.

Banyodan çıkıp odasına geldiğinde gördüğü manzarayla yerine çivilendi.
Brick, yatağına oturmuştu.

Kendisine değil cama bakıyordu.
Blossom heyecanla yanına yaklaştı.

"ne işin var burada?"

Brick gözlerini nişanlısının bedeninde gezdirdi. En sonunda gözleri buluştu.

"dışarda olman lazımdı."

"devriye nöbetim bitti."

"hep en uygunsuz zamanlarda geliyorsun." dedi Blossom bornozuna sarılarak.

Brick, Blossom'ın utandığını anlamıştı. Çapkınca gülümsedi ve sabırsızca kıızn belindeki kuşağa uzandı.

Kendisine çekti ve Blossom Brick'in üstüne düştü.

"sapık mısın ya"
Blossom cırlarken Brick onu susturacak harika bir yöntem bulmuştu bile.

Sağ elini kızın kafasını koydu ve sol elini beline koydu. Ama Blossom konuşmaktan ve çemkirmekten fark etmemişti.

Kalkmaya çalışacağı anda kafasındaki baskı ile Brick'in dudaklarında buldu dudağını.

Brick, sıkıca sarmalamıştı.
Yavaş başlayan öpücük git gide Blossom'ı yakmaya başlamıştı.

Çırpınmak yerine (kurtulamayacağını bildiği için) teslim olmuştu. Duvarla Brick'in arasına sıkışmıştı.
Blossom kendinden geçmişti. Beyni yanlış yaptığını ve biran önce durması gerektiğini söylerken kalbi daha fazlasını istiyordu.

Blossom nefes almak için geri çekildi.
Brick, Blossom'ın havluyla örtülü saçlarını açıp beyaz tenine düşmesini izledi.

Dudaklarını kızın boynuna götürdü. Blossom utançla inldi ve ellerini Brick'in omuzlarına koydu.
İktirmek için hamle yapacağı sırada Blossom havalandığını hissetti.

Brick onu kucaklayıp yatağa yatırmıştı.

"sonsuza kadar benimsin!"

Blossom gözlerini kapattı ve dudaklarında oluşacak baskıyı beklemeye başladı.

Am bunun yerine burnunun yandığını hissetti. Acıyla gözlerini açtı ve hala küvette olduğunu anladı.

Suyun içine kayıyordu. Hızla doğruldu ve öldürmeye başladı.

Canı yanmıştı ama önemli birşeyi yoktu.
Gözlerini ovuşturdu.

Brick yoktu. Utançla tekrar suya girdi ve kısacık yaşadıkları anı düşündü.
Kendisinden utanmıştı. Ne zamandır arzularına düşen bir kız olmuştu.

Sudan çıktı ve bu sefer rüya değildi.
Vücudunu kuruladı ve geceliklerini giydi.

Hala uykusu vardı. Zaten odasına gelip saate baktığında çok da oyalanmadığını gördü.
Mumlarını söndürdü.

Yatağına uzandı ve ay ışığının pencereden süzülmesine baktı.

Brick'in yanında olmasını dilerdi. Sıkıntıyla nefes verdi ve sırt üstü uzanıp tavanına baktı.

Düşünceleriyle tavana bakarken birden kafasında çakan şimşeklerle hayretle gözlerini açtı.
Tavanda işlemeler vardı. Bu işlemeler tıpkı kitapta oluşan yazılara benziyordu.

Teyit etmek için hemen kalktı.
Hızla eşyalarının olduğu sandıpa koştu.

Neyseki kitabı getirmeyi akıl etmişti.
Kitabı çıkardı ve yatağına yaklaştı.
Tekrar yüz üstü yattı ve kitabını açtı.

Sevinçle kıpırdandı. Aynı alfabeyle yazılmışlardı.

Araştırnalarına buradan devam edeceğinş anlayınca Blossom uyuyamyacağını anladı.

Tekrar eşyalarının olduğu sandığa yöneldi ve pelerinini aldı.

Asasını da almayı ihmal etmedi ve yaşaça odasını terk etti.

Nereye gideceğini ve kiminle gideceğini çok iyi biliyordu.

****

Eeee dönüşümü nasıl buldunuz jdjsjsjsj

Evet uzunca bi süre yoktum cidden üzgünüm fikirler yeni yeni oluşmaya başladı bende.

Bol bol oy ve yorum istiyorum ona göre

veliaht prenses👑(ppg) blossickHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin