HL(2)

2.4K 232 229
                                    

"Kalbinde yer alan o kötülük gün yüzüne çıktığı zaman yalnız kalacaksın Lucifer."

¬¬¬¬¬¬¬¬

Olay yeri...

Olay yeri bir bataklık, deniz, dağ başı, arka sokak, bir ev ya da ormanın içi olabilirdi. Bir katil, kurbanını kendi zevkine göre istediği yerde öldürürdü. Bazen ise ilk gördüğü yerde.

Seri katiller genellikle aynı tarzlarda öldürürdü, onların belirli bir tablosu ve öldürme şekli olurdu bu ise onların imzası olurdu. Tek tük katiller ise olan bir sinir krizi sonucu, zevk sonucu öldürür gerisini düşünmezdi. İşte en büyük hatayı burada yaparlardı.

Üniversite yaşamı boyunca duyduğu çoğu davada bu gibi cinayetler çok fazlaydı. O kadar fazla o 'Tek tük' dediği katillerin vakalarını okumuştu ki bazen seri katiller işi sıradan yapmıyor en azından diye düşünüyordu. Cinayetlerin genelinde ise bir işi yapmak istemezsin seni öldürürler, kavga edersin öldürürler mantığı vardı. Bunları düşünürken avukatın da ölümüne birkaç tane sebep bulmuştu bile.

"Jisung." Jisung demişken, Hyunjin onu birisine deli gibi benzetiyor ama yoldan geçen birisidir diye düşünüp çok üstüne gitmemişti. Hızlı giden arabanın geçtiği sokakları bir film şeridi gibi hatırlıyordu Hyunjin. Elindeki maktül dosyası, yan tarafında bir dedektif ve ön tarafta iki polis hayatının yeni bir dönemine atıldığını yine gün yüzüne vurmuştu.

Minho'nun sesi arabanın önceki hızından yavaşlamasını sağlarken içinden gerçekten diktatör yapıya sahip birisinin olduğunu geçirdi. Ciddi bakışları ve kısa cümleleri onu adeta bir yönetici gibi gösteriyordu. En azından bu iki polis onu dinliyordu.

Gidecekleri yer Seul'un hemen yanında geniş ormanlık alanı bulunan ve turistler için adeta cennetlik olan piknik alanlarından bir tanesiydi. Karakola 1 saatlik yol mesafesi olmasına rağmen polis sirenleri ile gaza basıldığında yarım saat gibi bir sürede oraya varılıyordu.

"Buldun mu bir şeyler? Yolculuğun uzun olması boşuna gelmesin." Minho aldığı derin nefesin ardından kendisine ek olarak çıkarttığı kağıtlarda göz gezdirirken önceden yakasında olan ama şuanda parmaklarının arasında ileri geri salladığı işlemeli siyah pilot kalem ile aldığı notlar, kağıttan çıkıp yere dökülecek gibiydi.

"Aklımdan bir şeyler geçirdim. Doğru olması için vakaya daha derin bakmam gerekebilir." Hyunjin aklındakileri hiçbir zaman unutmadığı için yazma gibi bir sıkıntısı yoktu. Minho'nun yazarak daha geniş kapsamlı baktığını düşünüyordu.

"Geldik." adının Jisung olduğunu öğrendiği polis, piknik alanının hafif taşlı, engebeli yollarından polis sirenlerinin gökyüzüne kadar belli olduğu alana doğru yavaş bir hızla sürdü. Yaklaştıkça alanda birkaç polis arabası, haberciler ve meraklı insanların olduğunu gördü.

"Sikeyim Felix." Minho sinirle tıslarken daha ilk saatlerde ondan küfür duyması ileride daha çok duyacağını düşündürttü. "Jisung, Chan. Şu haberciler ve salak insanların hepsini geri çekin. Olay mahalli mi sirk gösterisi mi belli değil."

Arabanın tamamen durması ile Minho elindeki belgelerle birlikte aşağı indiği zaman Hyunjin kabalık olmasın diye ondan sonra inmişti. "Tanrı aşkına burası bir olay yeri." Onun ne demek istediğini çok iyi alıyordu.

Ortada bir ceset ve olay mahalli varken insanların bulunması hem kanıtları yok edebilirdi hem de dedektiflerin konsantre olmasına engel olabilirlerdi. O kadar çok insan yoktu ama aralarında bulunan herkes 'Neler olmuş?/Kim ölmüş?' gibi saçma sorular soruyorlardı sanki tanıyacakmış gibi.

HᴇʟʟSᴛᴀᴛɪᴏɴ § HʏᴜɴLɪx✔︎Where stories live. Discover now