Y|22

1.1K 120 39
                                    

Herkese merhabaa!

Nasılız bakim!

"Günlerce konuşmaz, yazmaz, aramaz, sormaz... Sonra gelir bir "merhaba" der yine o kazanır."
-Cemal Süreya

Bölüm şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz, ölsem yeridir.

*
Koştura koştura buluşacağımızı yere gidiyordum kalbim küt küt atıyordu. Çok heyecanlıydım. Uzun zaman sonra ilk defa kalbimin kendi ritminden şaşıp bir şeylere tepki verebildiğini hissediyordum. Tekrar yaşamaya başladığımı hissediyordum. Artık her şey güzel olmalıydı.

Çimenlik gibi bir yere geldiğimde etrafıma bakındım ve az ileride Mavi'yi gördüm. Aynı heyecanla yanına gittim.

"Hoşgeldin." dedi Mavi ayaklanarak, o sırada etrafıma baktığımda pikniğe geldiğimizi fark etmiştim.

"Ne güzel hazırlamışsın." dedi piknik örtüsünün üzerindekilere bakarak. İki sandviç, kola, ice tea vardı.

"Hangisini seveceğini bilemedim ikisinide aldım." dedi ve eliyle işaret etti: "Oturalım mı?" diye sordu.

"Oturalım tabii." deyip oturdum, çocuksu bir heyecanı vardı sanki, öyle hissetmiştim. "Bu arada limonlu ice tea severim." dedim sevimli bir şekilde gülerek.

"Kazıdım bunu aklıma." dedi gülerek. Ardından bir beş dakika baktı bana.

"Ne kadar değişmişsin." dediğinde gülümsedim. "Sende öyle." dedim gerginlikle.

"Büyümüşsün." dedik aynı anda ardından da kahkaha attık.

"Kalp kalbe karşı." dedi imalı imalı.

"Aa öyle mi?" dedim.

"Değil mi?" dedi başını yana doğru eğip gülümseyerek.

"Bilmem öyle mi?" diye sordum uzatarak.

"Sandviçini yesene açsındır." dedi gülümseyerek, konunun değişmesiyle çaktırmadan rahat bir nefes verdim. Çünkü burada olmaktan ne kadar keyif alsamda yeni bir ilişkiye başlamaktan bir o kadar korkuyordum. İkimizde sakince sandviçlerimi yedik. Sohbet ettik, birbirimiz özlediğimizi fark etmiştim.

"Korkuyorsun değil mi?" dedi anlayışlı bir sesle. Başımı salladım.

"Sadece korkmak da değil, şu an burada değilsin. Ne zaman gelirsin ne zaman yazarsın bilmiyorum. Yani güven veren bir tip değilsin." dedim dürüstçe, hüzünle güldü.

"Sana çok haksızlık ettim." dedi üzüntüyle.

"Öyle düşünme ama bence yaptığım ayıp yani. Ben aynı masada oturup sadece çay içtiğim insanı bile umutlandırıp bırakmıyorum. Ya da yazıp sonra keyfim gelince dönmüyorum. İnsan kullanmakla aynı şey bana göre." dedim omuz silkerek.

"Her geldiğimde kabul ediyorsun ama." dedi pişkin bir şekilde, alayla güldüm.

"O senin için değil, ben cevap vermek istediğim için. Ben burada olmak istediğim için." dedim omuz silkerek. Tek kaşını kaldırdı.

"Özür dilerim." dedi samimi bir şekilde.

"Bir önemi yok, tekrar yapacağını biliyorum." dedim gülerek.

"Bunun içinde üzgünüm, çünkü sanırım yanılıyorsun." dedi elini dizimin üzerine koydu. "Ben senden fena halde etkileniyorum ve sen kovmadığın sürece gitmeyeceğim."
*
Bölüm sonu!

Obaaaa neler oluyorr acabaaa

YARALI||TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin