Y|20

1.3K 123 29
                                    

Herkese merhaba!

Nasılsınız?

"Akıl durdu, kalp soğudu, dil de susunca vazgeçtim."
-Frida Kahlo.
*
Hayat tesadüflerle doluydu, fark etmediğimiz öyle çok tesadüf vardı ki. Sanki hayat sevdiğimiz insanlara ulaşabilmemiz için elinden geleni yapıyordu.

"Ne kadar zaman geçti korkma artık." dedi Lale, aynı bölümde okuyorduk.

"Elimde değil ki." dedim gergince.

"Bir yolunu bulursun." dedi sakince. Çok ama çok sakin bir yapısı vardı. O'nun yanında sinirlenemiyordunuz bile. Kavga ettiğini düşünemiyordum.

"Çıkayım ben, Merve'yle buluşacağız." dedim ayaklanarak. Gülümsedi, samimi bir gülümsemeydi ama gözlerine ulaşmamıştı.

Mavi Efe Çakır: Merhaba.

Şok ve heyecan ile karışık telefondaki mesaja baktım. Son görüşmemizden bu yana aylar geçmişti. Bir an gelip, sonra hiçbir an da yanımda olmayan bir adamdı. Bir gün gelirdi ve dünyalar benim olurdu, sonra aylar boyunca gelmez aniden merhaba yazardı.

Serin: Merhaba?

Dedim sanki tanımıyormuşum gibi, ona söylemek istediğim şey öyle uzun zaman oldu ki bana kendini unutturdundu.

Mavi Efe Çakırca: Benim, Efe.

Mavi Efe değil, Efe.

Serin: Ah Mavi Efe, kusura bakma çıkaramadım.

Gerçekten çıkaramadın mı Serin?

Yoksa iyi bir yalancı olma yolunda son hız ilerliyor musun?

Mavi Efe Çakırca: Sorun değil, uzun zaman oldu.

Serin: Öyle oldu, yoğunsundur.

Yoğunsundur umarım yoğunsundur yoksa başka türlü bir insan bir insanı bu kadar umursamazken olmazdı.

Mavi Efe Çakırca: Yoğunluktan ziyade, Aydın'dan taşındım ben.

Ellerim titredi, telefon elimden kayıp düşecekti neredeyse. Taşınmıştı ve bana hiçbir şey söylememişti. İnsan bir kere gördüğü insana bile veda ederdi, korkularını bile bildiğin bir insana veda etmemek ne demekti?

Göğsüm sıkıştı. Ama ona rağmen kendimden ödün vermedim.

Serin: Aa öyle mi çok sevindim.

Çok mu sevindim? Mesajlaşmak ne kadar kolaydı, hiç hissetmediğimiz şeyleri söyleyebiliyorduk. Çünkü karşındakinin sana bir dağ gibi olduğunu biliyorsun, önümüzdeki dağ her şeye engeldi.

Mavi Efe Çakırca: Yakında döneceğim, bir hafta sonra.

Her geldiğinde uğrayacağı bir durak olarak görüyordu beni, hiçbir zaman onun için kalıcı olmayacaktım. Her zaman uğradığı durak olarak kalacaktım.

Serin, Serin, Serin. Senin yanlış seçimlerin bizi öyle çok yıprattı. Senin sevilme arzun bizi öyle acıttı ki, belki de bize en büyük kötülüğü sen yaptın Serin. Sen kendi kendini umutlandırdın, sonrada bizim umutlarımızı öldürdün. Söylesene Serin, neden hiç sevilmedik?
*
Bölüm sonu.

Serin seni bağrıma basmak istiyorum..

YARALI||TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin