12. Bölüm: Taehyung'un Ölümü ve Jungkook'un Vedası

25 4 8
                                    

"Böyle mi olacak yani? Onu kovalayıp duracağız ama o hep ortadan kayıp mı olacak?"

Jungkook evin içindeki merdiven basamaklarında oturuyor, girişteki Yoongi'nin bir sağa bir sola yürümesini izliyordu.

Taehyung kilerde yoktu. Oraya indiğinde hiçbir şeyle karşılaşmamıştı. Kendine sinirliydi, buraya daha erken gelmelilerdi.

"Geçmişte değil, bir yerinde oynama var ama zamansal hiçbir iz okuyamıyorum." Luna salondan çıkıp girişe, elinde tablet benzeri verilerin olduğu bir aletle girdiğinde herkes şaşırmıştı. Gözlerini ayırmadan elindekine bakıyordu.

"Mekanda oynamış zamanda değil, görünüşe bakılırsa buradan uzakta da değil." Üzerindeki gözleri yok sayıyordu.

"Çıkmışsın." Yoongi gülerek tam karşısındaki kıza hayret ederek bakarken, Jungkook kaşlarını çatarak "O nerede?" diye sordu.

O sırada Taehyung bir cadde üzerinde yürümekteydi. Biraz ileride dikkatini çeken tabelaya doğru ilerledi ve otel olduğunu fark etti. Otele girmek için merdiven basamaklarını çıkıp tam kapıya vuracakken kapı kendiliğinden açıldı. Tedirgin olsa da içeriye girdi.

"Hadi ama nerede?" Jimin sabırsızca sorduğunda, Yoongi yerinde duramayarak bir sağa bir sola dolanıyordu. Luna ise hala daha ekranda akan verilerin uyuşmasını bekliyor, bir yandan sabırsız Jimin sinirini bozduğundan "Eğer kolay olsa sana yaptırırdım." diyerek Jimin'in susmasını sağlamıştı.

"Kırmadan nasıl çıkardın bileğini?" Yoongi durup kıza döndüğünde "Sen istedin bende yaptım, sorun mu var?" diyen Luna'ya Yoongi, mutlu olduğu belli olan bir gülüşle "Geleceği değiştirdin." dedi.

"Biraz sessiz ol çalışıyorum." diyen Luna'yı pas geçip, merdivenlerde başını iki eli arasına almış Jungkook'un yanına oturdu heyecanla.

"Çok iyi bu kız, fark ettin mi çok iyi." diyerek gülümsedi. Jungkook'un gözleri onlara bakmayan Luna'ya döndü. Gerçekten de bu kızın onların kızı olduğunu hala idrak edemediğinden, onunla bire bir dioloğa girememişti. Bu yüzden kendini kötü hissediyordu. Acaba nasıl bir çocukluk geçirmiş, nasıl bir aile olmuşlardı?

"Birkaç blok çevremizde." Luna'nın gözleri ekrandan üçlüye döndüğünde "Dışarıdan bir araba mı çalsak?" deyip sırıttı.

"Göster bana." Yoongi yerinden neşeli bir şekilde fırladığı gibi ayakta duran Luna'nın bileğini tutup, dışarıya çıkmak için hareketlendi fakat kızın bileğini tutuğu anda Luna'nın acı bir inlemeyle elini çekmesiyle herkes duraksadı. Jungkook ve Jimin endişeyle ayağa kalktı.

Jungkook ve Yoongi'nin gözleri Luna'nın bileğine kaydığında kızın bileğini gizlediğini fark ettiler. Luna'nın endişeli ve mahcup bakışları ikisini bulduğunda Yoongi, gözünü bile ayırmadan Luna'nın kırık bileğine bakıyordu.

Bu sırada Taehyung girdiği otelin girişinde kimsenin olmadığını ve eski tip içi açık asansör dışında ortamın tamamen boş olmasından dolayı "Merhaba?" diye seslendi. Ama ses soluk yoktu.

Asansörün giriş katta gelmesi ve kapılarının açılmasıyla birlikte, karanlık ve esrarengiz yerde belkide yapmaması gereken şeyi yapıp asansöre bindi.

"Pekala, bütün sayılar gözükünce iki birim de sıfır gelecek, o zaman kilitleneceğiz tamam mı?" Yoongi elindeki aletin ekranını Jimin'e gösterip "Taehyung'u böyle bulacağız." Jimin onaylayarak elinden aleti aldı. Luna ve Jungkook merdiven basamaklarında oturuyordu.

Jungkook evde bulduğu ilk yardım çantası sayesinde kızın bileğini sarıyordu. En azından hastaneye gidene kadar bir şekilde idare ederdi. Luna ise suçlu bakışlarını Jungkook'un yüzüne çıkaramıyor, geleceğin sabit kalmasında kendini suçluyordu.

FRANGERE -taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin