13

705 75 89
                                    

Zayn'in sesini duymak Geneva'nın yay gibi gerilmesine sebep oldu.

Birkaç saniye daha yerinde durup kendi kendine bunu hazmetti ve daha sonra arkasını döndü. Gözleri dolduğunda beklemeden ona sıkıca sarıldı. Canlı ve sağlıklı bir şekilde karşısındaydı.

"Geri dönemeyeceğini düşündüm." Zayn'de ona sarılmak istemişti ama bunun için fazla sinirliydi.

"Gidiyormuşsun." dedi bunu belli etmek adına.

"Olmuyor." dedi Geneva kollarını ondan çekip. Her şeyi yeni hatırlamıştı. "Sen de bunun farkındasın." Geneva adımlarını geri geri çekerken en sonunda sırtı soğuk duvara değdi. Zayn'in elleri cebindeydi ama tehditkar bir havası da vardı.

Onu duvarla kendi arasında sıkıştırmıştı ve pek sakin olmayan sözler söylüyordu. Liam onun omzunu tutup geri çekmeye çalıştığında yanıtladı. "Sorun yok. Bebeğimin annesiyle konuşuyoruz sadece."

"Be-bebeğinin annesi?" Geneva gözyaşlarının akmasına izin verdi. "Sadece bebeğinin annesiyim. Doğru."

"Gitmene izin veremem." Geneva karşı çıkacakken Zayn devam etti.
"Bebek doğana kadar bekleyeceksin." Sözleri kalp kırıcıydı. "Bebek doğduktan sonra siktirip git nereye gitmek istiyorsan."

"Zayn." Frank onu uyardı. "Pişman olacağın şeyler söyleme." Liam ekledi.

"Gidemezsin Geneva." Zayn'in kalbi kırıktı. "İzin veremem."

"Beni sevmiyorsun değil mi?" Zayn başını iki yana salladı ve yavaşça onun boynuna götürdü. İki gün boyunca bu kokuyu alamamak onu öldürmüştü sanki. Geneva yavaşça ellerini onun ensesine götürdü ve oradaki saçlarla oynadı.

"Gidelim artık."
Liam konuştuğunda Zayn kendini hemen Geneva'dan uzaklaştırdı ve onun önden gitmesine izin verdi. Hemen onun arkasından gidiyor ve aklını biraz olsun toparlamaya çalışıyordu.
Tamam, zaten Harry onu takipteydi ama gitme fikri ve gitmeye bu kadar yakınlaşması Zayn'i dakikalar için kahretmişti.

Hep birlikte arabaya bindiklerinde Geneva geldiği arabaya binmesini ve Zayn'i yanına almasını söylemişti Liam. Harry'de Geneva'yı takipte olduğu arabaya atlamış ve Frank ile Geneva'da Liam ile birlikte eve yol almıştı.

Araba sürme boyunca sessizlik hüküm sürdü. Eve geldikleri anda Waliyha'nın üzgün bakışları herkesin üzerinde gezindi.
Geneva hepsine çok sinirliydi.

Herkes salona girip koltuğun belirli yerlerine oturduğunda Zayn ayakta kaldı ve Yaser'e bakarak yüksek sesiyle konuştu.

"Hanımefendi gidiyormuş." Geneva olduğunu herkes anladı. "Olmuyormuş artık. Benim bebeğimle annesinin yanına gidip orada doğum yapacakmış."

"Sakin ol." Yaser gözlerini Geneva'ya bile çevirmedi.

Geneva da kapının hemen önündeki duvara yaslanmış sanki suçlu bir çocuk gibi bekliyordu.

"Dedim kendisine." Zayn Geneva'ya döndü. "Bebeği bana verdikten sonra gidecek."

"Zayn!" Harry sinirle konuştu. "Ne diyorsun öyle?"

"Zaten sen en başında istemedin bu bebeği." Geneva daha fazla duramayacağına karar verip oradan ayrılacaktı ki Zayn onu tuttu ve duvara yasladıktan sonra kollarını başının üzerine kenetledi. Geneva'nın mavi gözleri sanki bir okyanusu andırıyordu ve bu okyanustan küçük denizler dökülüyordu.
Zayn anın verdiği hisle dudaklarını onun dudaklarına bastırdığında herkes birkaç saniye tepki veremedi.

Yaser yalan olduğu belli bir şekilde öksürdüğünde Zayn nerede olduğunu hatırladı ve dudaklarını ayırdı.

"Gel." Onu elinden tutup üst kata giden merdivenlere çektiğinde Louis dalga geçerek konuştu.
"Zayn şimdi miyavlamaya gidiyor."

dark hours | zmWhere stories live. Discover now