10

907 80 103
                                    

Geneva annesiyle gerçekleştirdiği 7 dakikalık görüşmeden sonra kendini tutamamış ve en sonunda ağlamaktan bitkin düşmüştü.

İyiyim. Demişti annesine. Zayn bana çok iyi davranıyor. Bir bebeğimiz olacak. Onun için çok heyecanlıyız. Sadece seninle yüz yüze görüşmek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.

Zayn her saniye onun yanında olmuştu. O ağlarken -pek bilmese de- elinden geldiğince onu teselli etmeye çalışmıştı.
Güzel şeyleri konuşmayı denemişti ama Geneva doğal olarak üzgündü. Oysa Zayn annesiyle konuşmanın ona çok iyi geleceğini düşünmüştü. Sadece bunun için tek kullanımlık bir hat almıştı ama görünen o ki pek mantıklı bir karar değildi bu. Geneva uykusunda iç çektiğinde bakışlarını ona çevirdi. Omzuna kafasını koymuş bu güzel kadını dünyanın en mutlu insanı yapmak isterken birden en mutsuzu yapıvermişti.

Herkes birer birer odasına çekilmeye başlamıştı. Ne de olsa birkaç saat sonra yola çıkacaklardı. Yaser koltuğa, Zayn'in yanına geldi.

"Şimdi nasıl hissediyor?"

"Hala üzgün." Zayn gözlerini babasından kaçırıp içki bardağına çevirdi. "Bu onu mutlu eder sanmıştım."

"Bunca aydır ilk kez annesiyle konuştu, annesi hamile olduğunu bile yeni öğrendi." Yaser Zayn'i rahatlatmaya çalıştı. "Bırak ne hissediyorsa bize de yansıtsın, içine atmasından daha iyidir."
Zayn belli belirsiz kafasını salladı.

"Sence," dedi ve cümlenin devamını getirmekte zorlandı. Ağlayacak değildi ama kendini ağlamayacak kadar da güçlü hissetmiyordu. Sertçe yutkundu ve devam etti, bu sırada boğazındaki düğümü yok etmek için büyük bir yudum da içki almıştı. "Sence imkanı olsa beni bırakır mı?"

Yaser cevap veremedi. Oğluna yalan söylemek istemiyordu.

"Bilemiyorum." dedi gözlerini Geneva'ya çevirip. "Onun vereceği kararların çoğunu tahmin ediyorum ama bu soru hakkında hiçbir şey diyemeyeceğim."
Yaser bırakmaz diyemiyordu çünkü birkaç ay önceki en son tartışmalarında Geneva ona tüm duymak istemeyeceği şeyleri söylemişti.

Benim bu hayatı yaşamak istediğimi mi sanıyorsun? Her saniye senin sinir ataklarınla uğraşmayı çok mu istiyorum ben? Karnımda senin çocuğunu taşıyorum ben aptal! Ama senin bana yaşattığın şu hayata bak. Hayat mı bu sence? Aylardır kaçıyoruz Zayn! Aylardır kaçıyoruz! Eğer bebeğim doğduğunda da bize böyle bir hayat yaşatmaya çalışırsan, buradaki herkes şahidim olsun ki bebeğimi de alır giderim buradan, sonuçlarını hiç düşünmeden giderim hem de. Ne olursa olsun artık. Zaten seni asla affetmeyeceğim. Beni bunları yaşamaya zorladığın için affetmeyeceğim!

Zayn'in gözlerinin önüne de o gün yaşanılan tartışma geldiğinde bunu düşünmek istemedi. Belki de onlar sinirle söylenmiş sözlerdi. Belki ciddi değildi. Sadece canını yakmak istemişti Zayn'in.

"Seni seviyor." dedi Yaser oğlunun bakışlarından çekinirken. "Gerçekten. Buna tüm kalbimle inanıyorum."
Zayn zoraki bir şekilde gülümsedi.

"Her neyse oğlum." Yaser onun dizine elini koydu. "Sen de daha fazla içme. Odana çık, birkaç saate gidiyoruz zaten, hem Geneva'nın beli ağrır burada."
Zayn kafasını salladı ve babası gittikten sonra sevdiği kadının güzel yüzünü inceledi.
Huzursuz olduğu belliydi.

Onun burada belinin ağrıyacağını bildiği için şişenin dibinde kalan içkiyi kafasına dikti ve onu sehpanın üstüne koyduktan sonra Geneva'yı yavaşça kucağına aldı. Geneva saniyelik gözlerini açtığında "Benim." dedi Zayn. "Odamıza çıkarıyorum seni." Geneva onun boynuna kollarını doladı. Zayn odaya geldikten sonra onu yatağa koydu ve mırıldandı. "Sen biraz ağırlaşmışsın gibi sanki."

dark hours | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin