•beş

229 34 38
                                    

Lawless - Dear God

- Yirmili yaşlarımdayım ancak ihtiyar bir zihin taşıyorum.

Yangın yangın bakışların.
Saçların rüzgâr rüzgâr...

Bugün alışılmışın dışında bir gece olduğunu düşünüyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bugün alışılmışın dışında bir gece olduğunu düşünüyordum. Daha sakin, daha dingin. Sanki tüm dünya sessizlik yemini etmiş gibi, tüm insanlık bir törende gibi ancak bir dakikalık değil bir gecelik tören bu. Öyle sessiz, öyle sessiziz.

Tam böyle düşünürken büyük bir gürültü koptu, bir fırtına koptu ancak kimse duymadı, kimse uyanmadı. İçimi bir burukluk, bir korku kapladı çünkü balkondaki adamın yanaklarına doğru süzülen gözyaşları kayıp yere düşerken deprem oluyormuş gibi, dünya batıyormuş gibi hissettim. Tek damlanın yere düşüşünü duydum desem abartmış olur muydum? Eğer abartıyorsam, sakin gecenin arasında duyduğum bu gürültünün kaynağı neydi?

Bu gece biraz daha erken çıktı balkonuna, can havliyle dışarı attı sanki kendini. Derin nefesler çekti ağlarken ancak boğuluyormuş gibi hisseden bendim. Ne olduğuna anlam veremedim, neden ağladığını düşündüm, aklımdan tonlarca seneryo geldi geçti ama ben oturduğum yerde yüreğim ağzımda, içim yana yana onu izledim. Hala izliyorum, hala ağlıyor, neden ağlıyorsun Yoongi?

Ben neden ağlıyorum? Birçok neden bulabilir elbet, ağlıyor diye ağlıyorum diyebilirim ama ben ne vardı da ondan daha içli ağlıyordum?Durduramıyorum, sanki o ağlayıp sakinleşse bile, gece boyu kahkaha atsa ve üstünden bir asır geçse bile ağladığı için bu sandalyemde oturmaya devam edip bir asır daha ağlayacak gibiyim onun için. Kendim için bile ağlamazken onun için ağlayacak haldeyim.

Onu yalnız bırakmaktan ne çok korkuyorum, belki de çok arkadaşı, çok büyük bir ailesi var ancak ben yalnız kalır diye çok korkuyorum. Oysa yalnız kalsa bile ona gidemeyeceğimi biliyorum.

Karanfil kokulum, neden ağlıyorsun?

Karanfillere anlatsa ya derdini, ben de fark ettirmeden dinlesem, öğrensem, çıkıp sabah ayazına kadar derdine çare arasam. Ya da dizlerime yatırsam onu, saçlarını okşasam, dizlerim yaşlarının ağırlığıyla uyuşsa, kalkmasam yerimden ve orada uyusa. Karanfil kokusu üstüme sinene dek, saçlarının kokusu ellerime bulaşana dek kalkmasa ve yorgunluğu dizlerime bıraksa; saçlarının dizlerime dağılışı feryadıma sebep olsa...

Ben yine sarsılıyor ve bir şey yapıyorum. O ağlıyor, ben sandalyemden kalkıyorum, bacaklarım beni nasıl taşıyor bilmiyorum, masadaki anahtarımı alıp dışarı çıkıyorum ve binalarımızın arasındaki o dar yol bana kilometrelerce geliyor, kapısına gelince nefes nefese kalıyorum. Ben yine ona gidiyorum harap olmuş bir şekilde. Bir nedenim yok, sadece ağlıyor ve ben duramıyorum. Ne diyeceğim bilmiyorum, ağlama mı demeliyim? Ellerimi uzatıp yüzünü silmeye kalksam geri mi çekilir? Kapıyı yüzüme mi kapatır yoksa ağladığı için açmaz mı?

suskun: yoonminWhere stories live. Discover now