Acı Gerçekler..

2K 107 11
                                    

Selam arkadaşlar.Bu wattpaddeki ilk hikayem.Yanlışlarım olabilir.Kusura bakmayın.Her türlü görüşe açığım.Şimdiden teşekkürler.Bidahaki bölümde görüşmek üzere ^_^

(Multimedya YAĞMUR ÖZTÜRK)

(ZAKKUM-BEN NE YANGINLAR GÖRDÜM)

Demir kapıyı güçlükle kendime çekip sertçe kapadım.Sonra elimde ki anahtarı kapının deliğine geçirip sağa çevirdim birkaç kez. Yağmur hafiften çiseliyordu.Vakit kaybetmeden anahtarı çantama attım ve büyük adımlarla kaldırıma geçtim.Bugün Merveyle görüşecektik.Tabii yanında o arkadaşıda olacaktı.İsmi... Bulut'tu galiba.Tam hatırlamadığım için Bulut dedim içimden.Gerçi beni ilgilendirmiyordu ismi.Kaldırım kenarından baya bi ilerledikten sonra karşı tarafa geçmek için hazırlandım.Hızla geçen arabalar kırmızı ışıkta durunca, büyük adımlar atıp aceleyle karşıya geçtim.Kafenin bu semte yakın olması işime gelmişti.Uzakta olsa bir bahane bulup gitmezdim.İçimden kendi kendime konuştum bir süre.Tam on beş dakika sonrasında Papatya kafe görüş alanıma girdi.Gülümsedim.Merveyle ve diğer bütün arkadaşlarla genelde bu kafede buluşurduk.Derin bir nefes alıp kafenin camdan kapısını itikledim.Anında sıcak hava yayıldı vücuduma.Kafenin görkemli ortamını incelerken aynı zamanda gözüm Merve'yi ve o çocuğu arıyordu.Bakışlarım etrafta bir tur atınca nihayet görebilmiştim onları.Cocuğun üstünde beyaz V yaka bir tişört, altında gri pantolon vardı.Bakışlarımı ondan çekip, canım arkadaşım Merve'ye yönlendirdim.Her zamanki gibi fazla neşeliydi yine.Paytak adımlarla yanlarına yaklaştım.Beni ilk fark eden deniz mavisi gözleri olan sarışın çocuk olmuştu.Onu umursamadan öksürdüm.Neyseki Merve çabuk fark etmişti beni.

"Ay canım hoşgeldin!"

Diye cıvıldadı Merve.Genişçe gülümseyip ona sarıldım.

"Hoşbuldum."

Dedim ve bir süre ayakta durduk Merveyle.

"Geçsene.Valla sen gelene kadar birşey içmedik."

Bakışlarım kola içen Bulut'a takıldı.Güldüm haline.

"A şey.Ya Bulut'u bilmezsin sen.Bu huyundan vazgeçmez.Kusura bakma."

Kıkırdayıp Bulut'un karşısına oturdum.Aslında biraz morelim bozulmuştu.İnsan zorda olsa bir selam verebilirdi değil mi? Sıkıntıdan önümde ki şekerlikle ilgilenmeye başladık.Sessiz ortam geriyordu beni.
"Eee canım,Emre falan napıyor? Bayadır görüşemiyoruz."

En başından beri Emre ve Merve'yi birbirlerine yakıştırırdım.Merve birden öyle deyince yine gözlerim kısık halde güldüm.Bu bizim Merveyle aramızda ki"Sen var ya sen... " gülümsemesiydi.

"Fazla sıkıcısnız."

Sonunda ağzını açıp laf edebilmişti beyfendi.Onu takmamaya devam edip şekerliği çevirmeye başladım.Cidden iki dakikada moral bozan bir tipti.

"Birazda sen konuş.O zaman sıkıcı olmaz belki.Ne dersin Bulut?"

Evet doğru tahmin.İsmi Buluttu.Ama benim deyimimle deniz mavili çocuktu.

"Gereksiz konuşmak bana göre değil.Ama madem ısrar ettiniz konuşalım bakalım."

Zorba herif.Konuştuklarımızı gereksiz buluyormuş.Öfkelendiğimi belli etmek amaçlı,onun gözlerine baktım. Birkaç saniye ürkütücü bakışlar geçti aramızda.Sonra o gözlerini ortaya çevirdi.Masaya yani.

"İçecekleriniz hanımefendi."

Garson masaya iki limonata getirdi tepside.Merve ben gelmeden önce sipariş etmiş olmalıydı.Konuşmadım ve bardağı dudaklarıma götürdüm.

Aşkıma Sahip Çıkamadım(Düzenleniyor...)Where stories live. Discover now