10. BÖLÜM : "YALNIZLIĞA ALIŞMIŞ BEDEN"

262 54 0
                                    

Bölüm şarkıları:
Cem Adrian & Melek Mosso - Bana Sorma
Cem Adrian - Hüzün Kovan Kuşu
Sia - Breathe Me

Keyifli okumalar!

10. BÖLÜM

Bugüne kadar kendimi hep bir kafesin içinde hissetmiştim. Anahtarı babamda olan bir kafes.

Kafesin dışına sadece babamın istekleri doğrultusunda çıkabilirdim. Para mı lazımdı? Öyleyse para kazanmak için o kafesten çıkabilirdim. Ama bu bile onun gözetimi altında gerçekleşirdi.

İş yerinden erken mi çıktım, babam anında arar, hesap sorardı. Bunu nasıl yaptığını bu zamana kadar anlamamıştım. Ama son olayda anlamıştım ki patronum Ali bey benimle ilgili her şeyi babama yetiştiriyordu.

Şimdi ise kafesin demir parmaklıklarını kırmıştım. Bunu Çınar sayesinde yapmıştım.

Eğer o olmasaydı şu an belki de istemediğim biriyle zorla evlendiriliyor olacaktım. Bunu düşündükçe Çınar’a olan minnet duygum kabarıyordu. Belki annesinin isteği diye mecburen yanımdaydı ama.. Yanımdaydı işte. Bu ister bencillik olsun ister başka bir şey umurumda değildi yanımda olması benim için yeterliydi.

Yanımda olduğu için, beni kafesimden çekip aldığı için onu asla pişman etmeyecektim. Her konuda elimden geldiğince yardımcı olacaktım.

İlk olarak yaşadığım şeyleri, babamı geride bırakarak buna başlamalıydım. Ne acıydı insanın babasını geride bırakmak istemesi.

Bugüne kadar bana davranışlarını sorgulamaktan yorulmuştum. Neden beni sevmedi, neden bana böyle davranıyor? Artık kendimde bir sorun aramayı bırakacaktım. Herkes beni sevmek zorunda değildi. Bunu kabullenip yoluma devam etmeliydim.

Sabah uyandığımda bunları düşünerek hızlı bir şekilde yatağımı topladım. Kendi kıyafetim olmadığı için üzerimde hala Çınar’ın kıyafetleri vardı. Gece uyurken kazağın ve eşofmanın açılan katlarını tekrar düzelttim ve saçlarımı havadan gevşek bir şekilde toplayıp topuz yaptım.

Yavaşça kapıyı açıp odadan çıktığımda evde bir ses duymaya çalıştım. Ama ev sessizliğe bürünmüştü. Sessizliği bozmadan banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdim.

Çınar hala koltukta mıydı bilmiyordum. Bu yüzden sessiz bir şekilde merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Merdivenin sonuna geldiğimde olduğum yerde durdum. Çınar oradaydı. Saçları hafifçe görünüyordu. Parmak uçlarımda ilerleyerek onu görebileceğim şekilde karşısına geçtim.

Gördüğüm manzara karşısında yutkundum. Onu bıraktığım şekilde uyuyordu. Üzerindeki pike aşağı kaymış, kemikli ellerini gün yüzüne çıkarmıştı. Kafası omzuna doğru düşmüş, saçları alnına dökülmüştü.

Kirpikleri bir kadını kıskandıracak kadar uzun ve kıvrımlıydı. Burnundan aldığı nefeslerle göğsü düzenli bir şekilde inip kalkıyordu.

Ev sıcaktı. Bu yüzden üzerinden kayan pikeyi düzeltme gereği duymadım. Son kez yüzüne bakıp derin bir nefes verdim ve mutfağa doğru ilerledim.

Güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım.

Kazağın kollarını dirseklerime kadar sıvadım ve işe koyuldum. Omlet yapacaktım.

Dolaptan çıkardığım hazır kahvaltılıkları masaya güzelce yerleştirdikten sonra omlet yaptım. Onu da yerleştirdim ve bu sırada zilin çalmasıyla irkildim. Çınar uyanmış mıydı?

GÜL ÇIKMAZIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora