6. BÖLÜM : "İLK ADIM"

270 58 0
                                    

Bölüm şarkıları:
Fikri Karayel - Trenler
Harry Styles - Sign of the Times

Keyifli okumalar!

6.BÖLÜM

İnsan bazen tüm ışıklarının söndüğünü, karanlıkta kaldığını hisseder. Bir daha hiç aydınlığa çıkamayacağını, ışıklarının bir daha asla yanmayacağını...

Tamam der, artık yolun sonundayım.

Tüm o umut balonlarının bir bir patladığını, etrafa hayal kırıklığı, mutsuzluk ve yalnızlık saçtığını düşünür.

Tamam der, artık yapayalnızım, umut yok, aydınlık yok..

O sokakta, duvar köşesine sinmişken tam olarak böyle hissediyordum. Yapayalnız, çaresiz..

Şimdiye kadar en azından kafamı koyacağım bir yatağım, karanlıktan sığınacağım bir evim vardı. Ama şimdi tek bağımın olduğu insan, babam, tüm bunları benden almıştı. Aydınlığımı, umutlarımı, evimi..

Kimsesiz kaldığımı düşündüğüm tam bu anda bir ses duydum. Her şey durdu. Tüm o kötü duygular birkaç saniyeliğine anlamını yitirdi. Düşüncelerim duraksadı. Tek bir şey öne çıktı.

Yalnız değildim.

Biri benim için buradaydı.

Çınar benim için buradaydı.

Bu anın gerçek olduğuna inanmam benim için zordu. Ta ki sesini tekrar duyup sıcak avucunu kolumda hissedene kadar..

"Geldim bak. Senin için burdayım. Ne olduğunu söyle bana."

Oldukça şefkatli ve bir o kadar da endişeli sesi daha çok ağlamama sebep oldu. Ben şefkat görmeye alışık değildim ki. Öz babamın bile benim için endişelendiği hiç olmamıştı.

Şimdi doğru dürüst tanımadığım bir adamın benim için endişelenmesi o kadar çaresiz hissettiriyordu ki. Bu duygu daha çok ağlamama sebep oldu. Sarsılan omuzlarımı iki eliyle kavradı. Az önceki şefkatli sesine karşın şimdi daha sinirliydi.

"Kim, ne yaptı söylesene? Çıldırmamı mı istiyorsun? Yüzünü göster bana!"

Benim için endişelenen güzel gözlerini görmek istedim. Başımı yavaşça kaldırdım. Koşarken tokam saçlarımdan düşmüş olmalıydı. Saçlarım ağlamaktan ıslanan yüzüme yapışmışlardı. Ellerim hala dizlerimi sarmışken Çınar'ın elleri saçlarıma uzandı. Yüzümün iki yanından saçlarımı yavaşça kulağımın arkasına koydu. Görüşüm netleşince ona baktım. Alnında soğuk havaya rağmen hafif ter damlaları vardı. Saçları dağılmıştı ve gözleri hafifçe büyümüş, pür dikkat yüzümü inceliyordu. Daha çok hasar kontrolü yapıyor gibiydi. Bakışları dudağıma indiğinde gözlerinde şimşekler çaktığına yemin edebilirdim. Baş parmağını dudağıma doğru uzattığında istemsizce kendimi geri çektim. Bu hareketimle eli havada kaldı ve elini yumruk yaparak geri çekti.

"Kim yaptı bunu sana?"

Artık kimin yaptığı önemli değildi. Tek isteğim babam beni bulmadan buradan gitmekti. Kesik kesik çıkan sesimle konuştum.

"Ben.. Seninle gelmek istiyorum. Beni de götürür müsün yanında?"

Bunu söylememle derin bir nefes verdi ve başını yere eğdi. Böylelikle saçları yüzümün önüne geldi. Saçlarından yayılan koku gözlerimin kapanmasına sebep oldu. Bir eli kolumu kavramaya devam ediyordu. Diğer eli saçlarını karıştırdı ve sessizce konuştu.

"Bendeki de soru işte. Baban yaptı tabii. Başka kim olacak!" Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. Saçlarını öyle sert çekiştirmeye başladı ki, canının yandığına emindim. Söylenmeye devam etti.

GÜL ÇIKMAZIWhere stories live. Discover now