5. BÖLÜM : "GÜL KOKULU"

274 58 0
                                    

Bölüm şarkısı:
Can you hold me - NF ft. Britt Nicole

Keyifli okumalar!

5.BÖLÜM

Bu yaşıma kadar kendi evim dışında hiçbir yerde uyumamıştım. Evine gidecek kadar samimi olduğum arkadaşlarım hiç olmamıştı ya da arada değişiklik olsun diye evine gittiğim bir akrabam. İlk defa birinin evinde uyumuştum. Üstelik bu biri erkekti ve yetmezmiş gibi doğru dürüst tanımıyordum bile. Ne kadar uykum gelmiş olursa olsun gece boyunca uyuyamamam, yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönmem hep bu yüzdendi. Yabancı bir evde olmanın vermiş olduğu huzursuzluk vardı üzerimde. Olayların böyle gelişmesine hala şaşkınımdım doğrusu.

Bir ara o kadar bunalmıştım ki odanın kapısına kadar gelmiş, salona gitmeyi düşünüyordum. Ama Çınar - ona Çınar dememi istemişti, içimden söylemek daha kolaydı - salonda olacağını söylemişti. Bu yüzden kulağımı kapıya dayayıp ses var mı diye kontrol etmiştim. Dikkat kesilerek dinlediğim birkaç dakikanın ardından televizyonun sesini duymuştum. Yüzüm asılarak gerçi çekilmiştim. Hala uyumamıştı ve ben gecenin bir yarısında onu tekrar görmeye hazır değildim. Bu yüzden yatağa geri gidip huzursuzca uyumaya çalışmıştım ama sonuç nafileydi.

Şimdiyse kızardığına emin olduğum gözlerimle tavana bakıyordum. Duvardaki saate baktığımda sabahın sekizi olduğunu gördüm. Ellerimle ağrıyan gözlerimi ovaladım ve üstümdeki battaniyeyi kenara çekip yataktan kalktım. Öncelikle yatağı bi güzel topladım. Daha sonra sandalyenin üstüne attığım kurumuş kıyafetlerimi giydim. Komodinin üstüne bıraktığım lastik tokamı alıp saçımı havadan bağladım. Çıkardığım eşofmanla kazağı düzgünce katlayıp yatağın ucuna koydum.

Odaya göz attığımda ortalıkta bir şey kalmadığına emin olduktan sonra çantamı aldım ve kapının kilidini yavaşça açtım. Ses çıkarmamaya dikkat ederek kapıyı dikkatlice açtım ve kafamı koridora uzattım. Evde tek bir ses yoktu. Sessizce banyoya geçtim. Kapıyı kilitledikten sonra aynadan kendime baktım. Gözlerim şişmiş ve içi kan toplamıştı. Bu halime yüzümü buruşturduktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Kağıt havluyla kuruttum ve son işlerimi halledip banyodan çıktım.

Evde hala ses yoktu. Bu iyiydi, sessizce çıkabilirdim. Koridorda ilerlerken evin soğukluğuyla ürperdim. Vestiyerden montumu üstüme geçirdim. Salona kapıdan göz gezdirdiğimde onu gördüm. Koltukta, boyu sığmadığı için bir ayağı yerde, diğeri koltuktan sarkmış şekilde uyuyordu. Bir kolu karnının üstünde, diğeri gözlerinin üstüne kapanmıştı. Üstüne örttüğü battaniye ise yere düşmüştü. Üşümüş olmalıydı. Düzeltmekle düzeltmemek arasında kaldığım saniyelerde üşüdüğü düşüncesi baskın geldi ve ona doğru ilerledim.

Çantamı kenara bırakarak ona yaklaştım. Düşürdüğü battaniyeyi yavaşça üstüne örttüm. Nefes alışı düzenliydi, bu uyuduğuna işaretti. Yüzünü tam göremiyordum ama yanakları bembeyaz kesilmişti. Gerçekten üşümüş olmalıydı. Son kez ona bakıp içten teşekkürlerimi yolladım. Dün gece beni babamın elinden kurtarmıştı. İlk defa biri beni korumuştu. Bunun anlamı benim için çok büyüktü.

Arkamı dönüp ilerleyecekken bileğimde soğuk bir dokunuş hissettim. Ardından boğuk sesini işittim.

"Nereye gidiyorsun?"

Yavaşça ona döndüm ve telaşla cevapladım.

"Sizi uyandırdım mı? Çok üzgünüm, ev soğuk olduğu için battaniyeyi örtmek istedim." Bileğimi bıraktı ve yattığı yerden doğruldu. Eliyle saçlarını karıştırıp yüzünü ovaladı ve boğuk sesiyle konuşmaya devam etti.

"Nereye gittiğini sordum."

İçi kan toplamış gözlerine bakarken onun da gece boyunca uyuyamadığını düşündüm. Belki de evinde yabancı biri olması onu rahatsız etmişti. Üstelik kendi yatağını bile o yabancıya verip kendisi sığamadığı koltukta uyumaya çalışmıştı. Bu yüzden son derece mahcup hissederek cevap verdim.

GÜL ÇIKMAZIWhere stories live. Discover now