PERİ MASALI GİBİYDİ

10 2 0
                                    

YENİ BÖLÜM GELDİİİ ^^ LÜTFEN YORUMLARINIZI BENLE PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN . SELİM VE JALE İKİLİSİNİN YILLAR SONRA KARŞILAŞMASINI NASIL BULDUNUZ ? SİZCE PERİ MASALLARI GERÇEK Mİ OLUYOR BU SEFER :)) YORUMLARA BEKLİYORUMM.

Selim, hastanede işlerini bitirdikten sonra Jale'nin odasına girdi hem Haldun Bey'in tomogrofi sonuçlarını göstermek hem de Jale ile bir kahve fırsatını değerlendirmek için çok da vakti yoktu.

Asansöre bindi , 6 numaraya bastı. Asansör hızla yukarı çıktı. Selim birinin asansörü durdurmaması için dua ediyordu içinden. Jaleyi kaçırabilirdi ve O bunu istemiyordu. Kırmızı ışık yandı ve asansör tam da durması gereken kata kadar şükür ki hiç durmadı. Selim bu küçük durumdan bile kendisine pay çıkardı ve Jale ile buzları eritebileceğini,en azından aralarındaki garip konuşmama durumunu halletmeyi planlıyordu. Jale , onun eski aşkıydı. Selim onu unutmak için çok uğraşmıştı. Aslında Jaleyle güzel günler yaşayabilceğini düşünmüştü başlarda. Sonraları ne olduysa olmuş kader onların arasındaki ilişkiyi düğümlü , karışık ve kocaman bir ip yumağına dönüştürmüştü. 

Odaya girdiğinde  Haldun Bey ve Manolya Hanım uyuyordu. Can ve Jale ise oturmuş abla kardeş vakit geçiriyorlardı. Yüzlerindeki tatlı gülümseme işlerin yolunda olduğunun habercisiydi sanki. Ya da işler yolunda olduğu için mi gülümsüyorlardı orası bilinmez. 

Jale , Selim'i görünce elindeki kartı bıraktı. Can ile oynadıkları bu keyifli oyunu bölmüştü Selim, istemeden de olsa.

- " İyi akşamlar, dün bir karışıklık olmuştu hatırlıyorsanız , biz de babanızı tekrar tomografiye almıştık. Çıkan sonuçlara göre gayet iyi durumda. Kafasındaki yaralanma endişe edecek düzeyde değil. Yarın hastayı taburcu edebilirsiniz" dedi kendinden emin bir sesle.

Jale , bu iyi haberi duyduğundan olsa gerek Selim Doktor'a dönerek "çok çok teşekkürler doktor bey" dedi. muhteşem gülümsemesiyle. 

Selim bunu fırsat bilerek Jale'ye planladığı gibi kahve içme teklifini etti. Ama çok gergindi bunu yaparken. Çünkü yıllardır araları hep soğuk olan bu ikili karşılaştıklarında da bir merhaba bile demezlerdi çoğu zaman birbirlerine. Aralarında ne geçmiş pek dışardan bakıldığında anlaşılmıyordu ancak yıllar o hatıraları bir sır gibi saklar , belki kendilerinin bile unuttuğu hatıraları...

Jale'yi düşünceli bir hal bürüdü. Yaşadıkları bir oyun gibi mi gelmişti Selim'e. Ne kadar çabuk unutmuş aramızdakileri diye düşündü. Ancak bu teklifi çok geç gelmiş olsa bile reddetmek istemiyordu.Belli ki daha söyleyeceği sözler, duymak istediği cevaplar vardı.  

Hem bir kahveden ne olabilirdi ki?

"Olur madem içelim "dedi. 

- Hava bugün ne serin ne sıcak , yani tam dışarı çıkmalık. İstersen bildiğim çok güzel bir yer var oraya gideriz. Hem buraya da yakın. 

- Yani, orası olsun madem, bekle odadan üstüme bir polar alıyım geliyorum dedi. Jale

-Tabi, olmadı ben aşağı inerim beraber çıkarız.

-Aynen dedi Jale ve karışık duygular ve yüzündeki buruk gülümsemeyle Selim'in yanından ayrıldı.


Jale odaya geldiğince önce uyuyan anne ve babasına baktı, onların mutlu halleri Jale'yi yaşama daha sıkı bağlıyordu. Kardeşi Can ise ablasının bıraktığı kart oyunlarınlarının üstüne yatmıştı. Anlaşılan bugün bütün aile çok yorulmuştu . Haldun Bey'in geçirdiği bu kaza onlara zor zamanlar yaşatmıştı , ancak onlar bu durumun da üstünden güçlenerek kalkmışlardı. 

Şükürler olsun dedi Jale, içten bir şekilde . Kendisini güvende hissetme duygusunun verdiği mutluluk iliklerine kadar işlemeye başlamıştı onu. Yani az daha beklese Selim ile olan randevusundan cayabilirdi. Bu duygu öyle güzel bir huzur veriyordu Jale'ye. 

Mavi renkli polarını askıdan aldı ve giyindi. Ne de olsa yazın son zamanlarıydı. Sonbahar hafiften yüzünü göstermeye başlamıştı.

Jale asansöre bindi zemin kata bastı . İndiğinde onu Selim karşıladı. Bir an gitmiş olabileceğini , onu yine bıraktığını düşünmüştü. Ancak tahmin ettiği gibi olmadı.

Selim ve Jale hastaneden yanyana çıktılar.

Dışarısı karanlık ve gökyüzü yıldızsızdı. Bulutlar sabahtan kalma halleriyle belli belirsiz gökyüzünde asılı duruyorlardı. Gökyüzü aşağıdan bakıldığında siyah bir çarşaf gibi üstünü örtüyordu gecenin.  Gece, her zamanki gibiydi. Büyülüydü.

Selim, Jale'ye baktığında böyle hissetmişti, yeniden, ilk kez.  Onu unutmasının ardından gerçekleşiyordu bunlar. Dedim ya onlar unutsa bile kader yaşananları asla unutmuyordu...





SENORİTAМесто, где живут истории. Откройте их для себя