BİR KAHVE MOLASI

13 2 1
                                    

Doktor o gün çok yoğundu. Haberi verdikten sonra odadan çıktı ve başka kontrol edilecek hasta kalmadığını anlayınca biraz dinlenmek istedi. Doktorların dinlenme odasında mutfağa gidiğinde dolaptan bir bardak aldı ve birkaç tutam şeker döktü bardağa.

İçine hazır bitki çaylarından mı yoksa kahve mi koyacağına karar veremedi.  En sonunda kahvede karar kıldı . Klasik üçü biraradalardan bir paket aldı ve kahvesine döktü. Aklı hala  Jale'deydi. Onsuz geçirdiği hergün bu genç adama eziyet gibi geliyordu. O ise artık bu duruma alışmaya başladığını düşünüyordu. Ta ki Jale'yi hastane de görene kadar.

Kader denilen şey belki de buydu birgün sadece bir elvedaya sıkışan bir aşk başka bir gün yeniden kendini gösterebilirdi. Kaderin sürprizleri bitmezdi.

Jale, her zamanki sarı koltuğuna oturdu. O , yıllar önce doktorla olan defterini kapamıştı. O her şeye rağmen sevdiği adamı yıllar önce kaybetmişti. Şimdi karşısında duruyor olması onun için çok bir şey ifade etmiyordu açıkçası. Zaten gün içinde yorulan bedeni ve ruhu daha fazla ağırlık istemiyorlardı. Jale ucunu aralamaya çalıştıysa da  başarılı olamadı. Kendine yıllar önce verdiği sözlerin işe yaradığını görmek onu mutlu etti. Yavaşça oturduğu koltuğa gömüldü ve uyuyakaldı..

Rüyasında , bu doktorla bir kahve içmek için onun odasına geldiler. Güya sadece kahve içeceklerdi. Doktor ancak bu şekilde ikna edebilmişti Jale'yi. Jale gelmemek için binbir türlü davransa da sonunda kalbine hakim olamadı ve doktorun dediğini yaptı.

Bu yakışıklı ve genç doktor uzaktan mankenlere benziyordu. Saçları siyah ve dalgalı ama kısaydı.Burnu ne çok uzun ne çok kısa kararındaydı ve çok güzel hatları vardı. Kalemle çizilmiş gibi gözleri vardı. Badem gözleri Jale'ye bakarken gülümsüyordu sanki. Her şeyiyle çok güzel bir erkekti Selim.

Jale , bu adama baktıkça tekrar hoşlanmaya başladığını fark etti. Selim ona az daha yaklaşsa Jale kendine verdiği tüm sözleri unutabilecekti. Ama Selim yaklaşmadı, Jale de yerinden memnun gibiydi. Öylece kaldılar...

*******************************

Jale babasının sesiyle uyandı. Adamın ağrıları artmış odada inlemeye başlamıştı. Jale hemen Selim'e haber vermek için odadan çıktı. Koridor boyunca koşarken aklında sadece babası ve gördüğü rüyanın etkisinde kaldığı" Selim " ismi vardı. Kafası çok karışıktı. Koridorun sonundaki asansöre geldi. Doktoru hemen orada gördü ve gördüğü gibi kolundan tutup çekmek istedi. Tabi ki de bunu yapamazdı. 

-Doktor Bey babam fenalaştı lütfen yardım edin! 

Selim arkadaşlarıyla konuşuyordu. Jale'nin sesini duyunca bu ayaküstü sohbetini daha fazla sürdürmedi. Ardından hemen yetkin doktor tavrını takındı ve Jale ile birlikte gitti. 

*******************************

Haldun Bey'e gerekli müdahaleyi hemen oracıkta yaptı. Elleri tam olarak bir doktor eline yakışır yetenekteydi. Allah da yardım ettiğinde Haldun Bey'in iyi olmaması için  bir sebep görünmüyordu. Nitekim öyle de oldu. 

Bu genç doktor bir kahve molası daha vermeyi hak etmişti. Yalnız bu sefer yalnız içmek istemedi. Ona eşlik edecek biri olmalıydı. Bu kişi Jale'den başka biri olamazdı.  Ancak doktorluk öyle kolay bir meslek değildi. Bu kahve molası işini bir randevuya dönüştürmeyi planladı. Kararlıydı , bu akşam işleri bittikten sonra kahveyi yalnız içmeyecekti.

Kim bilir duruma göre belki eskileri hatırlatan nostalji kokan bir müzik de açardı...








SENORİTAKde žijí příběhy. Začni objevovat