BÖLÜM 5.

44.4K 3.9K 5.1K
                                    



NF - Why

BÖLÜM 5.

Babaannemin durumu kötüydü. Kalp hastalığı olan babaannem son zamanlar nefes darlığı çekiyordu ve bir süredir hastanede kontrol altında tutuluyordu. Babam ve Melike Hanım şehir dışında oturan babaannem ile dedemin yanındaydı. Peri teyze de onların yanındaydı.

Sabah babam önce Efe'yle, ardından benimle konuşmuştu. Oraya gelip gelmek istemediğimizi sorduğunda Efe anında bu fikri onaylasa da ben kabul etmemiştim.

Çünkü babaannem ve dedem benden nefret ediyordu.

Babamın teklifini reddettiğimde tekrar Efe'yi aramıştı. "Hayır, ben geleceğim. Ve o da yalnız kalamaz. Korkuyor." Efe hem gitmek istiyor hem de yalnız kalmamdan endişe ediyordu. Bu sözleri beni gülümsettiğinde bir süre sessiz kalmıştı. "Öznur'la anlaşamıyor. Aslında bakarsan, bizimkilerle arası pek iyi değil." Cümlesini düzeltmemek için kendimi zor tuttum. Önce onlar bana sataşmıştı ve ben sadece hepsine hak ettikleri cevapları vermiştim. "Öğrenci temsilcimiz Çağan'la arası iyi ama o herifin evinde kalamaz." Efe beni kıskanıyor muydu? Normal bir abi gibi hem de? "Uğur'dan pek hoşlanmıyor, Bulut'la da ezeli düşman gibi. Ama Nail'le ortak projeleri varmış. Belki onlarda kalmak ister. Bilemiyorum. Ara, kendin sor. Üçünden birini seçsin. Başka biri olmaz."

Telefonu kapattığını anladığımda koşar adım kendi odama geçtim ve sessizde olan telefonuma gelen aramayı cevapladım. Babam, "Kızım, abinle konuştum. O buraya gelmek istiyor. Sen de bir arkadaşında kalsan? Uğur, Bulut ve Nail'in ailelerini çok yakından tanıyorum. Hepsi seni ağırlamak ister." Ya ne demezsin... Eminim bayıla bayıla ağırlarlar beni.

Derin iç çektiğimde yalnız kalamayacağımı kendime hatırlattım. "Bilemiyorum."

"Hepsinin babasını uzun yıllardır tanıyorum. Özellikle Bulut'un babası Kadir'i çok severim. Ne dersin?"

Hayır... Bulut olmazdı. Onunla aynı evde kalmama imkân yoktu. "Nail olabilir. Onunla bir projem var. Aynı evde kalırsak daha kolay hallederiz."

"İhsan'la konuşurum hemen." Telefonu kapattığımızda dakikalar sonra beni tekrar aramıştı. "Güniz, eşyalarını topla kızım. Nail birazdan seni almak için gelecek. Evin güvenlik sistemini etkinleştirecek abin. Anahtarlarını, yedek okul formanı, ders kitaplarını falan hepsini topla sen."

Tekrar iç çektiğimde, "Çok mu geç dönersiniz?" diye sormuştum istemsizce. Keyiflerinden gitmediklerini bilsem de başkasının evinde kalma düşüncesi hoşuma gitmiyordu pek.

"Babaannen hastaneden çıkar çıkmaz geleceğiz. Name'ye gelseydi keşke ama gelmiyor."

"Benim yüzümden mi gelmiyor?"

"Hayır," dedi hemen. "Nereden çıkardın bunu?"

Yutkunarak, "Duydum," dedim zorlukla. "Geçen sefer geldiğinde beni görmemek için geri döndüğünü söyledi Melike Hanım'a."

Babam cevap aradı ama bulamadı. "Boş ver sen onu. Yaşlı bir kadını neden takıyorsun ki? Sen benim güzel kızımsın. Yerin tabii ki benim yanım."

"Peki. Hoşça kal, baba." Onunla vedalaştığımda bu eve ilk geldiğim geceyi anımsadım istemsizce. Asla babamın hayatını zedelemek düşüncem olmamıştı.

Ta ki o güne kadar.

O gün geldiğinde yalın ayak sokaklarda koşuşturmuştum.

Kurtulmuştum.

Ya da sadece kurtulduğumu sanmış ve bambaşka bir bataklığa saplanmıştım.

Ayağa kalkıp dolabımdan çıkardığım bavulumu doldurmaya başladım. Ders kitaplarımı ayrı bir çantaya koyduğum sırada, "Bornoz, havlu falan götürme. Onlarda mutlaka vardır misafirler için gerekli şeyler," demişti Efe.

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin