BÖLÜM 17.

39.2K 3.6K 3.1K
                                    



ROTA ŞU AN 76 K OKUNMA, 12.9 K OY, 28.7 K YORUMA SAHİP. UNUTMAYALIM DİYE YAZIYORUM.

SEVİLİYORSUNUZ!

🌤

blackpink - playing with fire

blackpink - kill this love

blackpink - whistle



BÖLÜM 17.


İki hafta sonra.

"Ben sözelciyim, nasıl doktor olayım? Hastalara şiir okuyarak mı iyileştireyim? Neşter yerine kurşun kalem mi kullanayım? Sargı yerine kitap sayfalarına mı sarayım yaraları?"

Nefesimi sıkıntılı bir şekilde dışarı vererek, "Ne saçmalıyorsun, Nail?" diye sordum. Sınavdan çıkıp kendimi kafeteryaya attığım sırada yanıma gelip konuşmaya başlamıştı. Onu durdurmak ise pek mümkün ve olası değildi.

"Bunları dün babama dedim." Elini uzayan saçlarına daldırdı, alnına doğru dağıttı perçemlerini. "O da bugün girdiğimiz edebiyat sınavına taktı kafayı."

"Ne güzel? edebiyat sınavına çalıştıysan iyi not alırsın ve İhsan amca sakinleşir." Bu dediğim o an kendime bile gülünç gelmişti. Nail ve çalışmak mı?

Nail'in o an gözleri dolduğuna yemin edebilirdim. Dudakları bükülürken, "0 çektim," demişti. "Çalışamadım." Daha önce tek bir sınava hazırlanmadan girmiştim ve ondan da 90 almıştım.

Gözlerimi kısıp, "Çalışmak istemedin," diye düzelttim onu. "İki haftada sınavdan başka ne işin olabilirdi?" Onunla proje yaptığımız zaman da anlamıştım. Nail sadece tembeldi. İstese iyi şeyler başarabilirdi ama onu bir masaya bağlamak gerekiyordu ders çalışması için.

İki hafta boyunca sınavlara gireceğimiz için Uğur'un babası ve müdürümüz olan Vedat Bey bize okula gelmemek gibi bir şans sunmuştu. Ben bu şansı anında değerlendirip kendimi odama kapatmıştım. Tüm ders notlarını bilgisayara aktardıktan sonra telefonumu bile babamın kasasına koymuş, kendime yasaklamıştım.

Peri teyzeye açmıştım sadece kapımı. Tepsilerde bana getirdiği yemekleri yatağımda yemiştim çünkü çalışma masamın üzerinde sadece iki dirseğim için küçük bir boşluk kalmıştı.

Bu süreçte sık sık duş bile almamıştım. En sonunda dün akşam mutfağa su içmek için indiğimde, "Saçlarını sıksam çıkan yağda patates kızartması yapabilirim," demişti Efe.

Onun orada olduğunu bile bilmiyordum. Dudaklarıma götürdüğüm su bardağı yere düşmüştü bu yüzden de. Elimi kalbime götürerek ona döndüğümde bana bakarak sandviç yediğini fark etmiştim. Ona cevap vermeden koşar adım yukarıya çıktığımda kendime aynada bakma fırsatını bulmuştum. Haklıydı. Saçlarım aşırı yağlanmıştı ve ertesi sabah okula gideceğim için duş almam gerekiyordu.

Dün gece duş almış, yüzüme bir maske yapmış ve dinlenmiştim. Dinlendiğim anlarda bildiklerimi unutmaktan korkuyordum ama bugün girdiğimiz sınavda tüm sorular oldukça basit gelmişti. Demek ki gerçekten iyi çalışmıştım.

"Kendime bir oyun almıştım Kore'den. Tüm hafta elin çekikleri ile online oyunlar oynadım. Ve hepsinde de yenildim."

"Kore'ye gittin mi?" Gözlerim irileşmiş şekilde ona baktım. Birkaç kez denk geldiğim Kore dizilerine bağımlı olmuştum ama sonra derslerim yüzünden onları izlemeyi askıya almıştım. Yine de çok ilgimi çeken bir ülkeydi.

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin