Avukat 17.bölüm

6K 344 77
                                    

Gazeteci ile bir kaç dakikalık bir görüşme yapmıştım. Telefonda fazla vakit kaybetmemeye dikkat ediyordum.

Gazeteci kadın beni evine davet etmişti. Adnan'ın ona ulaşamadığını biliyordum. Hafızamı kaybetsem de kendimi tanıyordum. Eğer şu an hayatta isem, Adnan'ın bu bilgiye ulaşmasına izin vermemiş olmalıydım.
Bu kadını bir şekilde korumuş olmalıydım.

Gazeteci zeki bir kadın olduğu için beni kendi adresi yerine günü birlik kiralanan bir eve yönlendirdi. Oraya ulaştığımda planımın eksiksiz ilerlemesi tek isteğimdi.
Eğer gerekirse onu tehdit etmeye hazırdım. Zor kullanmaya hazırdım.

Kapıyı çaldım, karşımda minyon tipli, kızıl saçlı, yuvarlak hatlara sahip olan hiç beklemediğim kadar genç bir kız duruyordu.

"Beril Merdan?"

"Benim."

Kendimi tanıttıktan ve kimliğimi gösterdikten sonra beni içeri aldı.
Bu kadın bütün bu kargaşada önüme çıkan ilk isimdi. Çok daha tecrübeli biri olmasını bekliyordum. Yeni mezun olduğunu biliyordum ama yine de daha yaşlı birini hayal etmiştim.

"Sonunda Beril Merdan ile tanışabildim. Adınızı çok duydum. Bir zamanlar sizin hakkınızda yazı bile yazdım."

Salona geçtiğimizde bana koltuğu gösterdi ve sessiz kalarak oturdum.

"Beril Merdan. Şeytanın avukatı."

Kırmızı Başlık sitesini açmadan önce yazdığı yazılarda gerçekten de beni hedef almıştı. Nefret ettiğim bu isimi bana bu kadın layık görmüştü. Düşüşümün ilk darbesi Sıla Arslan'dan gelmişti. Ve ben bunu yeni öğreniyordum.

Derimde yara izi bırakan bu lakaptan kaçma şansım yoktu biliyordum. Zaten değiştiremeyeceğim şeyler yüzünden girmiştim bu işin içine.
Artık kabul etmiştim. Ben olmamı istedikleri kötü avukat olabilirdim. Ben şeytan dahil herkese avukatlık yapabilirdim. Ve bunu değiştirme imkanım yoktu. Kendi ruhumu söküp atamayacağıma göre insanların bana bakışları hep aynı kalacaktı.

"Adnan Yılmaz ile olan yazılarınız yüzünden size ulaştım."
Onunla şahsi bir meselemin olduğunu düşünmesini istemiyordum.

Kızıl kadın ayakta durduğunu fark edip koltuklardan birine geçti, benden olabildiğince uzak oturduğunun fark ettim. Gülümsedim. Bana korku duyulması yabancı olmadığım bir duyguydu.
Onu suçlamıyordum. Benden kim olsa korkardı.

"Evet, Adnan Yılmaz ve sizin adınızı bir araya getirecek belgeler elime ulaştığında onları polise ulaştırmıştım."

Benim Adnan'ın ilgisini çekmek için yaptığım ufak bir oyundu. Bütün bu kargaşanın ilk çatırtısı.

"Sana Adnan Yılmaz hakkında her şeyi, elimde ki kanıtlar dahilinde anlatmaya geldim."
Gazeteci sözümü kesmek istedi ama elimle onu durdurup devam ettim.
"Tek bir şartım var."

Temkinli bakışlarla beni inceledi. Bana güvenmiyordu ama yine de teklifimi duymak istediğini biliyordum.
"Nedir o?"

Imkanı olan herkesden yardım isteyecektim. Adnan'ın tahmin etmediği kişileri bir araya getirecektim. Ve işime yarayabilecek herkes ile bir ekip kuracaktım. Tek başıma değil, daha önce yapmam gerektiği gibi birlikte başaracaktım.
Bu gazeteci kadın onlardan biri olmalıydı.

"Benimle çalışmanı istiyorum."

Adnan Yılmaz ölecekti.
Ve ben onun öldüğünden emin olan kişi olacaktım.

"Adnan Yılmaz'ı tutuklatmak için sana ihtiyacım var."

———

"Yine kendim için burda olduğumu düşünüyorsun, ama o yüzden burda değilim."

Avukat Where stories live. Discover now