Avukat 9.bölüm

9.2K 452 68
                                    

Kuzey için çalışmaya başlayalı üç hafta olmuştu. Bu süreçte bir çok insanla tanışmış, bir çok mekanı gezmiştim. Bu iğrenç yerde çok daha büyük şeylerin döndüğünü fark etmem uzun sürmemişti. Uslu uslu işimi yapmakla yetinmiyordum, sürekli daha fazla bilgi edinmeye çalışıyordum. Sürekli araştırıyordum.
Bana tam olarak güvenmediklerini bilsem dahi işi bir an önce öğretmeye çalışıyorlardı.
Zaten güçlü kişiler olduklarını biliyordum ama içlerine girince ne kadar büyük bir çete olduklarına bizzat şahit olmuştum. Bir saniye bile kaybetmeden çalışmaya başlamıştım. Her gün bilgi topluyor, rapor yazıyor ve araştırma yapıyordum. Kuzey'in beni izlettiğini bildiğim için en ufak bir hata yapma lüksüm yoktu.

Bu süreçte bana bir ev tutulmuştu. Kendi evime gitmemin artık güvenli olmadığını söylemişlerdi. Söz verdikleri gibi ödedikleri ücret hayalimde bile göremeyeceğim kadar çoktu.
Fakat ben para için burda değildim. Onurum için burdaydım.
İlk başlarda çok parası olan insanların en güçlü insanlar olduklarını sanırdım ama paradan daha değerli bir şey keşfetmiştim. Saygı.

Onların güvenini kazanmakta en büyük adım Sıla Arslan isimli gazeteciyi bitirmekti. Araya Betül'ü sokarak gazeteciyle avukat kimliğim sayesinde bir görüşme ayarlayabilmiştim. Bu gazeteci maalesef Kuzey'in önüne atmak zorunda kalacağım bir yemdi.

Oya'nın bana verdiği raporlar korkunçtu. Bazı kızlar her ne kadar korunsalarda hamile kalıyorlardı. Aldırma işlemi hastahanede değil bulundukları hotelde yapılıyordu. Ve tabi ki kızlardan bir çoğu hayatını kaybediyordu kötü koşullar yüzünden. O ölümleri bazen kaza, bazen intihar olarak süsleyip üstünü kapatıyorlardı. Insan değeri burda bir elbisenin değerinden daha azdı. Bu toprağın altında gömülen kadın cesetleri yüzü aşmıştı. Bu kumarhane bir mezarlığın üstüne kurulmuştu. Altımızda ölüler vardı. Nasıl oluyor da bu kadar çok kadın ölmüştü ve kimse fark etmemişti anlamıyordum.

Bu süreçte en çok tuhaf bulduğum olay Ali'nin bu kızlarla olan yakın ilişkisi olmuştu. Her ne kadar Kuzey ve diğerlerine belli etmemeye çalışsa da bu kızlara değer verdiğini fark etmiştim. Aralarında bir güven ilişkisi vardı. Bu kızlardan bir kaçıyla tanışma fırsatı bulmuştum, ruhları bedenlerinden çekilmiş gibilerdi. Hiç birinin gözlerinde bir ışık göremiyordum. Başlarına gelen her şeyi kabullenmişlerdi. Kaçmaya, savaşmaya çalışmıyorlardı. Teslim olmuşlardı. Ve bu beni çok korkutuyordu.

Ben raporları dehşet içinde okurken kapı çaldı. Çalan kişiyi içeri buyur ettiğimde, gördüğüm adamın burda olmasına epey şaşırmıştım.

"Avukat hanım."

"Kuzey bey?"

Bir kaç adım atıp önümdeki koltuğa oturdu. Bacaklarını üst üste atıp saatine baktıktan sonra yüzünü tekrar bana çevirdi. Kuzey buraya çok fazla gelmiyordu. Hep Fuat'ı görüyordum etrafımda.

"Oya sizden çok memnun. Anlaşılan burda çalışmak istediğinizi söylerken ciddiydiniz."

"Evet. Beni tebrik etmek için mi zahmet ettiniz?"

"Hem öyle diyelim hem de bir iş daha vermek için."

Gerilmekten kendimi alamadım. Kuzey direkt olarak bana iş vermiyordu. Buraya kadar geldiğine göre önemli ve karanlık bir şey olmalıydı.

"Avukat hanım."

Ismimi söylememesine şaşırmadım. Çalıştığım 3 hafta boyunca sadece bir kaç kez görüşmüş ve her seferinde bana sadece avukat hanım diye seslenmişti.

Soru sorar gibi baktığımda ağzındaki baklayı çıkardı sonunda.

"Hiç bir insan öldürdünüz mü?"

Avukat Where stories live. Discover now