"İnanması güç ama gerçek bu Chaeyoung."

Dolu gözlerimden bir damla süzülürken bunun doğru olmadığına kendimi inandırmak istercesine başımı iki yana salladım ve elimle yanağımdaki tek gözyaşını sildim. "Yalan söylüyorsun."

Jungkook ensemden tutarak beni kendisine çektikten sonra başımı göğsüne yaslayarak başını iki yana salladı. "Söylemiyorum."

"Babam böyle bir şey yapmaz Jungkook. O, annemi çok seviyor."

"Öz anneni de çok seviyordu." Göğsündeki başımı kaldırarak ona bakmaya çalıştığımda buna izin vermeden ellerini saçlarıma çıkarttı ve okşamaya başlayarak derin bir nefes aldı.

"Clare Park ve baban birbirlerine liseden beri aşık bir çiftmiş. Birbirlerini çok seviyorlar ve evlenmek istiyorlarmış ama annenin maddi durumunun babanınkinin aksine kötü olduğu için babanın ailesi bu evliliğe onay vermemiş."

"Büyük annemler öyle bir insan değiller."dedim karşı çıkarak. Söylediği her şeye bir bahane bulurdum.

"O zamanlar böyleymiş Chaeyoung."dedi bedenimi kucağına çekerek yanlamasına oturttu.

"Anneni babandan uzak tutmak amacıyla uzak bir ülkeye yollamışlar ve gerçeği babama söylemeyerek annenden nefret etmesini sağlamışlar. Birkaç yılın ardından ise babanın ailesi babanı Mi Ran'la tanıştırıp evlendirmişler."

Anlattıkları bir yandan gözlerimi doldururken ellerimle yaşlar akmadan gözlerimi siliyordum.

"Babam aklında başka birisi varken böyle bir şey yapmaz Jungkook."

Başımı tekrar göğsünden ayırdığımda elini yanağıma getirip şefkatle okşadı. "Biliyorum, inanması çok güç ama bunlar yaşanmış Chaeyoung. Baban Clare Park onu terk etti sandığı için ona inanılmaz bir nefret duymaya başlamış ve böylelikle bu evliliği kabul etmiş."

Bu kez yanağıma kayan gözyaşını Jungkook yanağımdaki elleriyle temizleyip başımı tekrar kendi göğsüne yasladı.

"Baban her ne kadar istese de Mi Ran'ı sevememiş ama saygı duymuş, aralarındaki sevgi daha çok arkadaşlık gibiymiş ama buna rağmen bir torun beklendiği için denemeye karar vermişler ve böylelikle Mi Ran Alice'e hamile kalmış."

Boğazımdaki düğüm yerini korumaya devam ederken hem babamın hem de annem sandığım kadının gözümdeki değerleri değişiyor gibime geliyordu. Ne Alice ne de ben bunları hak etmiyorduk.

"Alice doğana kadar araları hala arkadaş gibi kalmaya devam etmişler ama bu durumun Alice doğduğu zaman düzeleceğini ve birbirlerini karı koca gibi görebileceklerini düşünmüşler ama yine düşündükleri gibi olmamış. Tam tersi sürekli kavga etmeye başlamışlar ve baban en sonunda dayanamayıp evi terk etmiş."

"Alice?"diye sordum ağlamaktan dolayı çatallı çıkan sesimle.

"O daha çok küçük olduğu için bunları hatırlamıyor muhtemelen. Baban evi terk ettiğinde 2-3 yaşlarındaymış."

Gözyaşlarım daha çok akmaya devam ederken daha çok Jungkookun göğsünü ıslatıyordum.

"Baban 2 aya yakın eve gitmediği aylarda tekrar Clare Park ile karşılaşmış ve hem içindeki özlem hemde yaşadığı sıkıntılar nedeniyle onunla gizli bir ilişkiye başlamış. Daha sonrasında Clare Park sana hamile kaldığı zaman işler değişmiş ve babanla olan ilişkileri bozulmuş."

"Neden?"diye araya girdiğimde parmaklarını saçlarıma çıkarttı. "Çünkü babanın evli olduğunu bilmiyormuş ve hamile kaldığı zaman bunu öğrendiği için kendisini suçlu hissederek babandan ayrılmak istemiş. Bununla ilgili büyük kavgalar etmişler ve sonuç olarak ilişkileri son bulmuş. Baban Mi Ran ile konuşup her şeyi anlattıktan sonra tekrar eve dönmeye karar vermiş ve 9 ay sonra da seni Clare Parktan zorla alarak anneni Mi Ran olarak bilmeni sağlayarak büyütmüş."

Believe in Lie ❧ RosékookWhere stories live. Discover now