"Gira-" konuşmasına izin vermeden işaret parmağını havaya kaldıran Giray "Şşh!" diyerek onu susturup sözlerine devam etti. "Her ne yapmaya çalışıyorsanız, bunu anlamayacak kadar salak değiliz. Ne ben, ne de Bilge. O yüzden söyle o orospu çocuğuna, cesareti varsa karşıma çıksın. Senin üzerinden ucuz oyunlar oynamasın." dedikten sonra sert bir bakış atıp çınlayarak açılan asansörden aşağı inip Enver Bey'in odasına doğru yürümeye başladı. Fakat arkasından gelen topuklu ayakkabı sesi Asu'nun asansörde kalmadığını belli ediyordu.

"Giray!" sesi gittikçe yakınlaşırken kolunu tutan elle arkasını dönüp bıkkınca eski sevgilisine baktı. Oyunları ortaya çıktığı için tabi ki hemen yalanlamaya başlayacaktı. "Sandığın gibi değil!" tam da beklediği cümlenin gelmesiyle derin bir nefes alıp gülerek geri verdi. 

"Asucuğum boş ver istersen, ha? Sen beni çok iyi tanıyorsun, ben de seni. Birbirimizi oyalamanın bir anlamı yok." diyerek arkasını Asu'ya dönmüştü ki kolundan bu sefer iki elle tutulmasıyla tekrar duraksadı. Kafasını bıkkınca iki yana sallayan Asu "Her zamanki gibi karşındakini dinlemiyorsun. Sana ne zaman yalan söylediğimi gördün?" diye Giray'ın ilgisini çekmeye çalışıyordu. Başarmıştı da. Gerçekten de hiçbir zaman Asu Giray'a yalan söylememişti. Sadece Giray'a değil, kimseye söylediğine de şahit olmamıştı. 

"Bak! Gördün mü? Öyle bir anıya rastlamadı bilgisayar." gülerek söylediği son cümleyi, aynı zamanda işaret parmağıyla Giray'ın kafasına vurarak tamamlamıştı. Bu hareket karşısında sırıtmasına engel olamayan Giray, yavaş yavaş sandığı gibi olmadığına inanmaya başlıyordu. Dudaklarını ıslatıp kafasını sallayarak "Tamam, dinleyeceğim bu sefer." pes etti. Sol bileğindeki saate baktıktan sonra, Asu'nun ellerini kolundan indirerek  "Önce Enver Abi ile konuşmam gerek." dedi Enver Bey'in odasını göstererek. Onun gösterdiği yere baktıktan sonra kafasını sallayan Asu, "Tamam, görüşmen bitince odama gel. Odamda bazı evrakları düzenliyor olurum." diye talimatları verdikten sonra onun Enver Bey'in odasına girmesini izleyip tekrar asansöre döndü. 

Camdan dışarıya bakarak havayı koklayan Bilge, mart aynının sonlarının güneşine aldırmaması gerektiğini anlayarak bol jeaninin üstüne giydiği askılı beyaz bodynin üzerine kalın kareli bir gömlek giyip aynadan kendisini kontrol etti. (Kombin bu ama ayakkabılar ve çanta bunlar değil.)

Dün gece uyumadan önce Giray'a haksızlık ettiğini düşünerek sabah şirkete giderek sürpriz yapmaya karar vermişti

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Dün gece uyumadan önce Giray'a haksızlık ettiğini düşünerek sabah şirkete giderek sürpriz yapmaya karar vermişti. Ayağına beyaz sneakerlarını geçirdikten sonra gri sırt çantasını takarak evden çıktı. Çağırdığı taksi de çoktan gelmişti. Arabaya binip adresi verdikten sonra çalan telefonunu kulağına götürdü. 

"Efendim Tamay?" Tamay'ın yorgun gelen sesiyle kaşlarını çatarak oturduğu yerde dikleşti. "Şirkete gidiyorum ama.. Sen iyi misin? Geleyim mi yanına?" 

"Aslında gel diye aramıştım ama madem şirkete gidiyorsun abine söyle de o gelsin. Arıyorum ama toplantıda sanırım. Açmıyor telefonumu. Yurt dışı işini de söylersin. Birkaç sorun çıktı da." Tamay'ın hamileliğinin son ayları olduğu için yurt dışına çıkacaklardı. Tan nasıl orada doğduysa, Eren'in de orada doğmasına karar vermişlerdi. Onu onaylayıp telefonu kapattıktan sonra camdan dışarı çevirdi kafasını. 

YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt