21.Bölüm

28.4K 1.2K 249
                                    

Kuzey'in attığı konumdaki yolun sonuna gelmişti Giray. Dolambaçlı yollardan çıka çıka bir yaylanın tepesine ulaşmışlardı. Midesinin bulanmasını geçirmek için arabayı durdurup kendisini dışarı attı.

"İnin cinin top oynadığı yere Kuzey malından başka kim gelir ki zaten!" diye kendi kendine konuşup 500 metre uzaktaki evlere baktı. Aralarında uzak mesafeler bulunan dağınık olarak yapılmış ahşap evlere.. Arabadan inip yanına gelen Ekin'e kafasıyla evleri gösterdi.

"Şunlardan birindedir herhalde!" gözlerini kısarak oraya bakan Ekin, omuz silkmekle yetindi. Buraya kadar Kuzey'in yaptığı salaklığı düzeltmek için geldiklerine inanamıyordu.

"Tamam tamam. Hadi bekliyoruz." yanlarına yaklaşan Tufan telefonu cebine soktuktan sonra soğuktan titredi. Ekin ve Giray'ın yanına gelerek "Bizi almaya gelecekmiş." diyerek açıklama yaptı.

"Çabuk gelse iyi olur. Çünkü kıçımız dondu." Ekin'in söylediği şey üzerine kafasını sallayarak onu onaylayan Giray, arabada oturmakta olan Tamay'a kısa bir bakış attı.

"Bizim kıçımız donsun sıkıntı değil de.. Tamay kaç saattir arabada bu haliyle. Bir sıkıntı çıkmasın?" Ekin'e bakarak söylediği şeyle endişeli bakışlarını karısına çeviren Ekin, içi rahat etmeyerek arabaya doğru ilerledi. "Ben bir bakayım."

Karısının merak dolu bakışlarıyla arabaya ilerleyip arka kapıyı açarak yanına oturdu. Sıcak havanın bir anda vücuduna çarpmasıyla istemsizce titredi.

"Ne oldu aşkım?" yorgun ve bıkkın bakışlarıyla Ekin'e bakıyordu. Arka koltukta öndekinden biraz daha rahat olsa da artık bir yere uzanmak istiyordu.

"Kuzey şimdi gelecekmiş. Sen iyi misin diye bakmaya geldim." yanağını okşayarak söylediği şeyle karısının huzurla gözlerini kapatmasını izledi Ekin. Yavaşça başını kendisine yaklaştırarak alnına öpücük bıraktı.

"Çok iyi sayılmam. Uzanmak istiyorum artık. Belim ağrıdı." diye açıklama yapmasıyla sıkıntıyla iç çeken Ekin, arabanın camının tıklanmasıyla o tarafa döndü.

Giray eliyle dışarı çağırıyordu. "Hadi çıkın. Geldiler." söylediği şeyle rahat bir nefes veren Ekin, arabanın kapısını açıp indikten sonra Tamay'ın da inmesine yardımcı oldu. Daha sonra koltuğunda uyumuş olan Tan'ı, montunu kapatarak kucağına aldı.

"Hoş geldiniz!" bölgeye özgü ağızla konuşan orta boylu şapkalı bir adamın neşeli tavrını garipsemiş olsalar da gülümsediler. İşi halletmeye gelmişken ters düşmeye gerek yoktu.

Adamın yanında duran Kuzey'in 'Beni kurtarın' bakışları Giray'ın gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmasına neden oluyordu.

"Merhaba ben Ekin." diyerek elini uzatan Ekin, karşısındaki adam tarafından elinin sıkılmasıyla gülümsedi.

"Ben de Süleyman. Hoş geldiniz köyümüze." herkese tek tek bakarak söylediği cümleyi tamamlayıp gözlerini Tamay'a çevirdi. Hızla gözlerini aralayarak tez canlı bir şekilde konuştu.

"Aman aman gebe kızımız varmış! Uzun yoldan geldiniz, yorulmuşsunuzdur. Haydi eve gidelim. Orada konuşuruz artık." adamın eve davet etmesi üzerine onun arkasından ilerlemeye başladılar.

Hızlı adımlarla Tufan'ın yanına giden Kuzey, arkadaşının koluna girerek "Oğlum kurtarın beni buradan ya!" diye sitem etti. Arkadaşının haline istemsizce gülen Tufan, onunla biraz dalga geçmek istiyordu.

"Oğlum aslında anlattığın kadar da kötü değilmiş. Adam gayet sevecen." diyerek gülmeye devam etti. Tufan'ın dalga geçmesiyle yüzünü buruşturarak ondan uzaklaşan Kuzey, hızlı adımlarla Bilge'ye yanaştı.

YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें