YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-

37.Bölüm

Babasının evinden içeri giren Bilge, kapıda kendisini karşılayan Enver Bey'e sıkıca sarıldı. Abisinin de dediği gibi babasının evinden gelin çıkması daha doğru olur diye buraya gelmişti. "Nasılsın kızım?" babasının sorusu ile ondan bir adım uzaklaşan Bilge gülümseyerek "İyiyim babacağım. Sen nasılsın?" diye sordu. Enver Bey'in bebekten haberi yoktu ve öğrenince nasıl tepki vereceğini merak ediyordu Bilge. 

"Ben de iyiyim. Bugün evden uçuyorsun diye biraz hüzünlüyüm ama aslında iyiyim." diye cevap verdi. Arkadan koşarak gelen Tan "Hala!!" diye bağırınca hepsi o tarafa döndü. Yere çöken Bilge onu kucakladıktan sonra yanaklarına öpücük bırakmasına izin verdi. Birkaç ay sonra üç yaşına girecekti ve artık iyice büyümüştü. 

"Torunlarım, kızlarım, oğullarım iyi. Ben nasıl iyi olmayayım?" diyen Enver Bey, Tan'ı kucağına alıp yanağına öpücük bırakırken Bilge ve Tamay da birbirlerine kaçak bir bakış attılar. Tamay'ın kaş göz işaretiyle kafasını onaylar anlamda salladı Bilge. 

"Babacım yakında üç torunun olacak." Tamay'ın söylediği şey ile şaşkınca ona baktı Enver Bey. Onun kucağındaki Tufan Can'a baktıktan sonra "Hani üçüncü çocuğu düşünmüyordunuz?" diye sorduğunda Tamay kahkaha atmıştı. 

"Düşünmüyoruz zaten." dedikten sonra Bilge araya girmişti. "Babacığım.." diye mırıldandığında Enver Bey ona döndü. "Üçüncü torunun soy adı Tekindağ olmayacak. Fazıl olacak." dediğinde yaşlı adam bir kızına bir de onun karnına baktı. 

"Şaka mı bu?" diye ciddileşerek Tamay'a döndüğünde kafasını iki yana sallayan gelininden olumsuz yanıt alarak tekrar Bilge'ye döndü. "Bunun şakası mı olur baba ya? Hamileyim işte. Üçüncü kez dede oluyorsun." dedikten sonra Enver Bey neşeyle kahkaha attı. Kolundaki Tan'ı zıplatarak "Duydun mu aslanım? Bir torun daha geliyor." diyerek boştaki kolunu açtı. Kendisine sarılan Bilge'nin yanağına öpücük bıraktıktan sonra "Allah sağlıkla kucağımıza aldırsın yavrum. Çok sevindim." dedikten sonra saçlarını okşadı kızının. "Neyse hadi yukarı çıkın hazırlanın siz. Kuaför birazdan gelir." dedikten sonra kucağında Tan'la birlikte salona doğru döndü. 

Yavaşça merdivenlere ilerleyen Bilge "Ağlayacak sanırım. Görmemizi istemedi." diye Tamay'a fısıldadığında Tamay kocaman gülümsedi. "Ekin ile huyları aynı. Ekin de aynısını yapıyor." dedikten sonra onun arkasından ilerledi. Tufan Can'ı da yatağına bırakması gerekiyordu artık. 

Kapıdan içeri giren Giray, annesinin hazırlanma telaşı içerisinde etrafta koşturduğunu görerek gülümsedi. Uzun zamandır bu anı beklediğini biliyordu. 

"Sonunda geldin damat bey! Çık yukarı hazırlan hemen." Nigar Hanım'ın söylediği şeyle yukarı çevirdi bakışlarını. Onları da aynı şehre taşınması için ikna etmişti Giray ve hemen bir ev tutmuşlardı. "Aman Engin ya! Sana da dedim ki düzgün giyin. Kırışmış yine o pantolon!" diye Engin Bey'e bağırmayı da ihmal etmedi. 

"Ne kızıyorsun Nigar? Oturup kalktıkça kırışıyor işte. Put gibi dikileyim mi ne istiyorsun?" diye cevap veren Engin Bey'e göz devirdi Nigar Hanım. "Ya sabır!" dedikten sonra onları izleyen Giray'a döndü hışımla. 

"Evladım sen neyi bekliyorsun? Çık yukarı hazırlan demedim mi ben sana?" dediğinde Giray gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Annesinin sinirli hali her zaman gülmesine neden olurdu. Ekin'in arkasından iteklemesiyle ona dönüp "Dur bir oğlum! Annemlere müjdeyi vereyim. Sonra çıkarız." dediğinde Engin Bey de Nigar Hanım da pür dikkat ona döndüler. 

"Ne müjdesi?" diye şüpheyle soran Nigar Hanım, Giray'ın sırıtmasıyla gülümsedi hafifçe. "Anneciğim, babacığım. Size bir torun geliyor. Bilge hamile." dediğinde Nigar Hanım kafasını yukarı kaldırıp "Allah'ın şükürler olsun sana!" diyerek oğluna doğru koşturdu. "Oğlum!" diyerek ona sarılırken "Çok şükür." diye tekrar edip duruyordu.