|47

33.2K 2K 162
                                    

*

Bütün gün alışveriş yüzünden koşuşturacağımız için rahat bir şeyler giymeyi tercih ettim. Siyah bol pantolon ve siyah tişörtümü giyip kalın, uzun, gri hırkamı giydim. Siyah şalımı bağlayıp bir kolye taktığımda hazırdım. (Medya)

Aşağı inip hep birlikte kahvaltı ettikten sonra diğeriyle vedalaşıp Yağız'la birlikte evden çıktık.

"Önce ne yapmak istersin?" diye sordu Yağız, arabanın yanında durduğumuzda.

"Düğün için seçtiğimiz yerlere gidebiliriz." dediğimde Yağız beni başıyla onayladı ve kapımı açtı.

•••••

"Burası da olmadı." dedim arabaya doğru ilerlerken.

"2 seçeneğimiz daha var."

Dördüncü mekandan da ayrıldığımızda beşinciye doğru yola çıktık.

"Şu an gideceğimiz yerden ümitliyim." dedim. "Fotoğraflarda çok güzel görünüyordu."

Çok geçmeden düğün mekanına geldiğimizde daha ilk bakışta bayılmıştım buraya.

En sağda çiçeklerle bezeli bir geçit vardı. Geçitin sol tarafı kocaman bir yeşillikten oluşuyordu. Yeşillik alanda beyaz, yuvarlak masalar diziliydi. Bu yeşillik alanın sol üstünde nikahın kıyıldığı, yüksek, kürsü gibi bir yer vardı. Bu kürsünün önünde de dikdörtgen şeklinde, büyük, mermerden bir alan vardı.*

"Çok güzel." dedim etrafı incelerken.

Görevli yanımıza geldiğinde bir süre fiyatla ilgili konuştuk. Sonunda anlaşabildiğimizde 32 diş gülerek çıktık düğün mekanından.

"Beğendiğine eminsin, değil mi?" dedi Yağız, arabaya bindiğimizde. "İçine sindi mi?"

"Evet, çok beğendim. Sen beğenmedin mi?"

"Senin beğenmen benim için daha önemli."

"Hayır. İkimizin de beğenmesi daha önemli." dediğimde gülümseyerek arabayı çalıştırdı.

"Beğendim, merak etme." dedi. "Şimdi nereye gidiyoruz?"

"Mobilya bakmamız gerek."

•••••

"Çok yoruldum." dedim başımı arabanın koltuğuna yaslayıp.

"Her şeyi bugün halletmemize gerek yoktu." dedi Yağız, yola bakarak.

"Her şeyi şimdi almasaydık 1 hafta daha bekleyecektik. Eşyalar yarın gelmeye başlar, yavaş yavaş yerleştiririz. Ben de Ankara'ya dönüp kına işlerini hallederim."

"Yorulan sadece sen oluyorsun, bütün yükü sana bırakıyorum."

"Sen zaten maddi olarak yeterince yardımcı oluyorsun, geriye kalan işleri de ben halledeyim. Hem, tatlı yorgunluklar bunlar. Bir zararı yok."

Eve vardığımızda aşağıda yemek yedikten sonra Ayça'yla birlikte yukarı, dinlenmeye çıktık.

"Ee ne yaptınız bugün?" diye sordum, koltukta uzanırken.

"Ev bulduk." dedi Ayça gülümseyerek.

"Nerede?"

Yattığım koltuğun arka tarafındaki cama doğru işaret yaptığında başımı o tarafa çevirdim.

"O apartmanda mı?" dedim hayretle. "Süper."

"4. katta. Geniş, güzel bir ev. Gezdiğimiz evlerde en beğendiğim o oldu. Fiyatı da uygun."

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin