|43

35.5K 2.4K 255
                                    

*

Bütün günümüz yufka açmakla geçmişti.

Sabah namazı için uyandığımda omuzlarımdaki hafif sızı dışında bir sorunum yoktu.

Namaz kıldıktan sonra elime Kuran'ımı alıp balkona çıktım. Yavuz her an arayabilirdi, uyanık kalmam en iyisiydi.

Kuran'ımı okurken bir sayfayı bitirip diğerine geçeceğim sırada yoldan gelen seslerle birlikte oraya baktım.

Yağız, elleri cebinde, yere bakarak aşağı taraftan geliyordu.

Evin önüne doğru geldiğinde bakışları buraya döndü ve beni gördü.

Ben Kuran'ı kapatıp ona el sallarken o da durup bana gülümsedi ve başıyla işaret ederek beni yanına çağırdı.

Pijamalarımın üzerine giydiğim namazlığı ve çemberi çıkartıp gri renk, üzerinde beyaz çiçekler olan, beli kuşaklı bir elbise giyip koyu gri şalımı bağladıktan sonra siyah babetlerimi giydim ve telefonumu alıp sessizce evden çıktım.

"Günaydın." dedim Yağız'a, yanına gittiğimde.

"Günaydın güzelim."

"Erkencisin." Hava daha tam aydınlanmamıştı bile.

"Namazdan sonra odada duramadım." dedi. "Yürüyelim mi?"

Yağız'ı başımla onayladığımda yukarı doğru yürümeye başladık.

"Bilaller Eylül'de nişan yapmayı düşünüyorlarmış." dedi Yağız yere bakarak.

"Öyle mi? Haberim yoktu." dedim ellerimi göğsümde birleştirip.

"Bu gidişle bizden önce evlenirlerse şaşırmam."

Bakışlarımı Yağız'a çevirdim.

"Hafif bir sitem seziyorum sanki."

Elleri pantolonunun cebindeyken omuz silktim.

"Öyle de denebilir." dedi köyün sonuna doğru giderken, son evi geçtiğimizde.

Yağız'ın elleri hala cebindeyken koluna girdim ve diğer elimi de koluna koydum.

"Bekleyeceğiz mecbur." dedim. "Başka çare yok."

"Aslında var." dediğinde merakla kaşlarımı kaldırdım.

"Siz Kenan'ın düğün masrafları yüzünden tarihi erteliyorsunuz. Masrafları ben karşılarsam düğünü öne alabiliriz."

"Böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimizi biliyorsun."

"Biz aile olacağız Defne. Yuva kuracağız." dediğinde salıncakların yanına yaklaşmıştık. "Aramızda böyle şeylerin lafı olmasın."

Yuva kuracaktık...

"Biliyorum ama babam bunu kabul etmez. Benim de kenarda az bir birikmişim var ama babam nişanı kendi yapmak istiyor, benim paramı bile kabul etmiyor." deyip salıncaklardan birine oturdum.

"Bize yine beklemek düşüyor yani?" dedi Yağız salıncağın arkasına geçip.

Salıncağı zincirlerinden ittirdiğinde gülümseyerek zincirlere ellerimi sardım.

"Seninle burada ilk oturuşumuzda sana bir görücü gelmişti." derken sesinde hafif bir sinir vardı. "Kabul edeceksin diye ödüm kopuyordu, gözüme uyku girmiyordu."

Gülümsemem büyüdü.

"Kabul etmeyeceğini söylediğinde içime bir su serpilmişti. O akşam sallanmaya o kadar hevesli görünüyordun ki dayanamayıp seni sallamıştım." dedi ve yanımdaki salıncağa oturdu.

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin