sweatshirt ✘ two

1.2K 153 133
                                    

"Ne yaptım dedin SEN?!"

Karşımda gözüne fener tutulmuş tavşanlardan bir eksiği kalmayan canım arkadaşım Rosé'nin gereksiz tavrına göz devirmiştim. Gayet doğal bir olaydı bence. Yani kusmuk dışında.

"Yahu altı üstü Kim Taehyung'un sweatshirtünü, parama kıyıp aldığım balık krakerlerinin mideme yaramaması ve koridora kusmam sonucunda ödünç aldım. Ne var bunda?" Her şey kontrol altında profilime karşılık Rosé'nin cevap vermesi tabi ki uzun sürmemişti. Arkadaşım, aramızda gevezeliğiyle ünlü olduğundan pek şaşırmamıştım açıkçası.

"Sorun da bu ya zaten. Kızım senin üzerindeki KİM TAEHYUNG'UN  SWEATSHİRTÜ!"

Parlayan göz bebekleri beni oldukça korkuturken elleriyle sanki bir reklam anlatırmışçasına havaya kaldırdı.

"Okul basketboll takımının parlayan yıldızı, SON DÖRT YILDIR KUPALARI SÜPÜREN BİR YILDIZ AWWW!"

Dua etmeliyim ki Rosé'nin bay parlayan yıldıza olan hayranlığı, dizilerdeki yakışıklı çocuğun ne pahasına olursa olsun peşinden koşturan kızların cinsinden değildi. Kendisi basketbol aşığı biriydi. Hatta bir zamanlar okulun kız basketboll takımındaydı. Fakat birkaç sene önce bacağından geçirdiği operasyondan dolayı basketbolla ilişkisini fiziksel olarak kesmek durumunda kalmıştı. Geçirdiği depresyonlardan zor kurtarmıştık şu sinir sincabı.

Kollarımı huzursuzca göğsümde birleştirdiğimde, yorganını yüzünü kapatacak kadar çekip tepinen arkadaşıma What the fuck?! yüz ifademi gönderiyordum. Tanrıya şükür yatağın ucuna oturduğum için yorganı fazla çekememiş, nefes kaybından hayatını kaybetmemişti.

"Tanrım...Keşke sen benim yerimde olsaymışsın. Ya da vazgeçtim, sen çocuğa selam veremeden kesin ölür-"  Cümlemi bitiremeden kalçamda hissettiğim tekmeyle kendimi sert zeminde bulmuştum. Aptal Rosé popomu o kadar güçlü tekmelemişti ki düşüşünü pofuduk halı bile yumuşamamıştı.

"YAH NE YAPIYORSUN SEN! OLMAYAN KIÇIM KIRILDI SENİN SAYENDE AĞHH ACIYOR!"

Ben yerde can çekişirken Rosé'nin yorganın altından yüksek frekansta yayılan kahkahası küçük odamın bütün duvarlarında yankılanmıştı. Hem bu sese hem de bu kadar eğlenmesini kaldıramadığım için yatağımın hemen yanında yer alan koltuktaki küçük yastığı yüzüne fırlatmıştım.

"SAVAŞ MI İSTİYORSUN GARDINI AL BAKALIM BAYAN PARK!" Diye bağırdığımda ayağa doğrulup yatağıma çıkmıştım. Rosé de benim gibi yastığını kapmış, yastık savaşına hazırlanıyordu. Gözlerimi kısıp gülümsediğimde kendimden oldukça emindim.

"3, 2 ,1 BAŞ-"

Tam sıkıca kavradığım yastığı Rosé'nin kafasına roketleyecektim ki oldukça zevk aldığım eylemimi kesen şey, lanet olası telefon mesajı sesim olmuştu.

"Jisoo...ONDAN MESAJ GELMİŞ OLABİLİR, HEMEN BAKALIM!" Rosé'nin  gözlerindeki parıltıyı tarif edecek olursam şöyle olurdu: Günlerce aç kalmış sincabın meşe palamutuna attığı bakışı hayal edin. Ettiniz mi? O zaman o sincabın kafasına Rosé'yi ekleyin.

Hatta bir saniye size yardımcı olayım:

Hatta bir saniye size yardımcı olayım:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
sweatshirt | vsooWhere stories live. Discover now