HEKİMOĞLU "İPEK-ATEŞ"

521 32 35
                                    

Selam Canlarr
❤️
 

Ben yine geldim. Size süper AtPek getirdim

ZeynepSertta9

Umarım Beğenirsin

HEKİMOĞLU " ATEŞ-İPEK"

GECE

"Sence Zeynep Ateş'İn yaralarını iyileştirebilir mi?"

" Bilmem..Belki iyileştirir. Belki de..."

"Yaraları olan adamın üzerine yenilerini ekleyebilir. Diyorsun"

Ay ve yıldızların ışığı dışında bir ışık olmayan hastane bahçesinin en sakin yerinde sabah Orhan ile konuştukları konuyu düşünüyordu. İpek Tekin

Konuları son zamanda iyice yakınlaşan Ateş İle Zeynepti.İlk başlarda normal hoca-öğrenci ilişkisiyken birazcık bu ilişkinin dışına çıkmışlardı.

İpek bu durumdan memnun değildi. Çünkü Ateş'İ sebebini bilmediği bir şekilde kıskanıyordu. Bu kıskançlık onları her böyle gördüğünde onu daha fazla sinirlendiriyordu. Normalde yapmadığı şeylerı yapmasına neden oluyordu.

Bu durumda onlardan biriydi. Ateş Zeynep ile yemeğe çıkacağını öğrendiği zaman hiç çıkmasın diye normalde yazmadığı nöbeti Ateşe yazmış. Sonra da vazgeçmişti.

Şimdi de Ateş'e yazdığı nöbetten vazgeçtiği için kendisine kızıyordu.

İPEK: Offf.. Ne yapıyorum ben ya?!

Eliyle alnını ovdu

İPEK: Ne yapıyorum?

"Bence de ne yapıyorsun sen?"

Duyduğu sesle başını çevirdiğinde Ateş'i gördü.

İPEK: Ateş?

ATEŞ: İpek?

Ateş elindeki kartondan ahve bardağıyla yanına geldi. Oturdu. Karşıya baktı

İPEK: Ne yapıyorsun sen burada?.

Ateş İpek'e baktı.

ATEŞ: Sence?

İPEK: Gitmen gereken bir randevun yok mu senin?

ATEŞ: Nöbeti bana yazdığını hatırlatırım.,

İpek Ateş'e baktı

İPEK: Sonradan vazgeçtiğimi hatırlatırım. Ayrıca ben sana nöbet yazsam bile o nöbetden kaçmak için bir yolunu bulursun. Onu da hatırlatırım

Ateş onayladı

ATEŞ: Doğru. Bulurum. Ama şimdilerde bulasım yok.

İpek şaşırdı. Şaşkınlığını göstermemek için karşısına baktı

ATEŞ: Ne polikinlikten ne de nöbetten kaçasım yok. Kahve?

İPEK: Hayır. teşekkür ederim.

ATEŞ: İçmedim İpek.

Ateş'in gözleriyle ettiği işaretle aldı İpek kahve bardağını.. Bir yudum aldığında şaşkınlığı biraz daha arttı.

İPEK: 2 şekerli ve sütlü bu

Ateş bir şey demediği sırada Muzo elinde tepsiyle geldi.

MUZO: Merhaba İpek hocam. Ateş hocam.

ATEŞ: Eyvallah Muzo

Ateş önce tepsiden galeta poşetini aldı. İpek'e verdi. Sonra da çayını alıp Muzoya gönderdi.Gönderdikten sonra galetayı ikisinin ortasına açarak koydu.

10 DAKİKA SONRA

İpek ve Ateş çaktırmadan birbirlerine bakarak ortalarında duran galetadan alıp yiyorlardı. Hiç konuşmuyorlardı. Bundan dolayı da aralarında sinir bozucu bir sessizlik oluşmuştu. Bu sessizliği İpek bozdu.

İPEK: Hayırlı olsun

ATEŞ: Eyvallah

İpek Ateş'e sinirlice bakip önüne döndü.

İPEK: Allah tamamına erdirsin

ATEŞ: Sağ ol

İpek baya bir sinirlenmiş bir şekilde kahvesini aldı.

İPEK: Dilerim mutlu olursun. Ama dikkat et. Zeynep sana yeni derin yaralar açmasın

Ateş İpek'e baktı

ATEŞ: Niye açsın ki?

İpek dudaklarını büzdü.

İPEK: Sevgilin ya. Bir süre sonra aranız bozulur. Ayrılırsınız falan. Sonra sen delirirsin.Hayata küsersin. Biz de seni bu durumdan kurtarmaya çalışırız yine.

Ateş İpek'e hak verdi.

ATEŞ: Delirirdim. Tabi sevgilim olsaydı.

İpek Ateş'e anlamsızca baktı

İPEK: Sevgilin değil mi?

Ateş onayladı

ATEŞ: Ben aşktan anlamayan ruhsuz bir adamım İpek Tekin. Aşk meşk olayları bana göre değil.

Ateş önüne döndüğünde İpek Ateş'in dediklerine üzüldü.

ATEŞ: Aşk meşk olaylarının bana göre olabilmesi için kalbimi birinin titretmesi gerekiyor. Ki benim kalbimi biri görecekte titretecek de..

Elini sallamaya başladı.

ATEŞ: Onu gördüğümde nefesim kesilecek de. Sırf onun istediği olsun bu polikinliklerde nöbetlerde duracağımda.. Hoşuna gitsin diye 2 şekerli ve sütlü kahveden tut. Bütün huylarını bileceğim de..

İpek Ateş'e şaşkınca bakarken Ateş de gözlerini İpek'e çevirdi.

ATEŞ: Başının şu anda kuaförle belada olduğunu bileceğimde.. Saçlarını düz kesmediği ve rengini yarım ton daha açık yapmadığını için

Gerçekten öyleydi. İpek kuaförüyle bu nedenden dolayı kavga etmişti. Saçlarını düz kesmediği ve yarım ton daha açık olmadığı için..

ATEŞ: Ama bu halinin ona yakıştığını söyleyeceğimde..

İpek gülümsedi.

ATEŞ: Ölme eşşeğim ölme..

Karşıya baktığında Ateş. İpek de karşıya baktı

İPEK: Bence yapabilirsin.

ATEŞ: Yapma İpek. Ben desem bile o kabul etmez

Karşıya bakarak söyledi.

İPEK: Niye etmesin? Belki eder

ATEŞ: Zor bir adam olduğum için

İpek'in gözleri dolmaya başladı.

İPEK: Belki o zor adam seviyordur.

Ateş duygusuzca cevap verdi.

ATEŞ: O sevdiği zor adam. Elinde sonunda onu üzecek. Bence başlamadan bitmesi en doğrusu.

İpek bir şey diyeceği sırada Ateş'in telefonu çaldı. Ateş telefonu açıp konuşmasını bitirene kadar sustu İpek Konuşmasını bitirince yerinden kalktı Ateş.

İPEK: Nereye?

ATEŞ: İşime... Bu arada sağ ol nöbet yazdığın için. O kadar insanın içine gidip yemek yemeyi kaldıramazdım.

Ateş gittiğinde İpek ağlamaya başladı

  VEE SON

💐 KARIŞIK SENARYOLAR 💐 Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora