bir, chains around my demons

Start from the beginning
                                    

Bukchon kiraz çiçeği festivali için hazırlanırken sokakların arasında yürümeyi seviyordu, eski Kore evleri ve insanların içinde barındırdıkları neşeyi ortaya çıkarmaları da hoşuna gidiyordu. Yanından geçen insanların bakışları altında olmak onu rahatsız ediyor olsa da o Jeon Sanghyuk'un oğluydu, babası kasabanın lideri konumunda sayılırdı ve Bukchon'a yerleşen ilk alfa ailesinin oğluydu. Kendisini üç büyük çınar ağacının dallarının üstünü kapattığı çardağa attığında iki omeganın bakışları kendisini buldu, ''Kasaba festival için çok heyecanlı.'' Bunu tamamen memnuniyetsiz bir yüz ifadesi ile söyledi arkadaşı Jimin, pembe saçları rüzgarda dağılırken kendisine gelen taze kokusunu seviyordu. ''Herkes büyük bir haberin geleceğini düşünüyor.'' Namjoon esnemeden önce mırıldandı, başını yana eğerek ikisini süzerken gülümsedi, bakışlarını onlardan çekerek yaprakların arasından dağılan güneş ışıklarınabakmaya çabaladı.

Büyük bir şeyin geleceğine inanmıyordu, zorlu bir kışı geride bırakmışlardı ve insanlar üzerine sinmiş olan karanlık duygularından bu kez daha çabuk kurtulmak için çabalıyorlardı. Neredeyse üç ay boyunca kalkmayan kar; ekinlere zarar vermiş, odunların ıslanmasına sebep olmuş ve uzak kasabalardan yardım istemelerini gerektirecek kadar kasabayı zor durumda bırakmıştı. İnsanların kendilerine gelmeleri için bu kadar çaba harcamalarını anlayabiliyordu. ''Baban hala konseye girmene izin vermiyor mu?'' Jimin'in sorusu ile ona doğru dönerken Namjoon'un arkadaşının sorusu yüzünden ona dirsek attığı gözünden kaçmadı, ''Hayır, izin vermiyor.'' diye mırıldandı, bunu umursamıyormuş gibi yapmaya çabalayarak.

Jeon ailesi geniş bir soyağacına sahipti, Joseon dönemine uzanıyordu ve ailenin büyük bir kısmı güçlü alfalardan oluşuyordu; Jeongguk dışında. Yaşadıklarını düşünmek artık kendisini üzmüyordu, bir şekilde gelişmişti ve sonunun nereye gideceğini düşünmüyordu. ''Jeongguk ben özür dilerim.'' Jimin'in dudakları arasından dökülen ve üzüldüğünü gerçekten hissettiren sözcükler ile gülümsemeyi denedi, ''Buna alıştım, Jiminie hyung. Sorun değil.'' Sorundu fakat sorun değilmiş gibi davranmaya da alışmıştı, nedenini bilmiyordu fakat bir alfa kadar kokulara duyarlı değildi, güçlüydü ama hassastı. İnsanların arkasından konuştuklarını ve ailesine böyle bir alfa çocuğa sahip oldukları için üzüldüklerini dile getirdiklerini duyabiliyordu.

Bir saat önce resim odasında ona evlenceklerini söyleyen Taehwan, yanına otururken bir kolunu Jeongguk'un bacağına attı ve başını onun omzuna yasladığında Jimin ve Namjoon'un bakışları ile karşılaştı. ''Jeongguk ve ben evleniyoruz.'' Artık komik gelmeyen bu şaka yüzünden iç geçirdi Jeongguk, ''Hyung, sana kanmıyorum, vazgeç.'' Söylenerek konuşurken kendisine bakmak için kafasını yukarı kaldırmaya çabalayan çocuğun mavi saçlarının boyuna değmesi ile ürperdi, ''Ben ciddiyim. Evde de beni dinlemedin.'' Taehwan onun omzundan başını kaldırarak ciddi bir bakış attı Jeongguk'a, ''Akşam baban seninle konuştuğunda göreceğiz.'' Büyüğünün sinirli halini görmek istemediği için parmaklarını onun yanağına koyarak okşadı Jeongguk, bir şey demeden onun gözlerine bakarken iki arkadaşının dikkatini çektiklerinin farkındaydı.

Çardakta geçirdikleri saatlerin ardından güneş tepenin ardında kaybolurken ayrıldılar birbirlerinden, Taehwan kolunu Jeongguk'un omzuna atmıştı ve bakışlarını kasabanın meydanındaki kalabalığa çevirmiş şekilde ilerliyorlardı. Onları gören insanların hangisinin alfa gibi göründüğü hangisinin omega gibi göründüklerini konuştuklarının farkındaydı. Bakışlarını yere eğerek ilerlerken, ''Onlara istediklerini verme, Jeongguk. Başın her zaman dik olsun.'' Kulağına fısıldanan sözlerle gülümsedi, bakışlarını kaldırdı ve kendisine bakan insanların yüzünde gezdirdi. ''Seni tanımıyorlar ve ne kadar harika biri olduğun hakkında en ufak bir fikirleri olmayan aciz insanlardan başka bir şey değiller.'' Değersiz olmadığını birilerinin hatırlatması gerekiyordu, aksi halde kendini cehennemde hissediyordu Jeongguk.

invisible string' taekookWhere stories live. Discover now