BÖLÜM 24 ⚜ YAKLAŞMA!

2.8K 450 848
                                    

Bölümü yazarken kendime, sen bilim kurgu yazıyorsun bu romantik dramı şu bölüme nasıl koydun böyle dedim? 🙃

Okumanız için en çok heyecanlandığım bölüm olabilir. Hele ki son sahnelerde yorumlarınızı ya da mesajlarınızı bekliyorum. İyice havaya girmeyi, sakin bir ortamda okumayı unutmayın 😄

Alt Başlık ⚜ Anlamıyor musun? Buna şahit olacak kadar güçlü hissetmiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Alt Başlık ⚜ Anlamıyor musun? Buna şahit olacak kadar güçlü hissetmiyorum.

"Ne düşünüyorsun böyle?" Düştüğüm bu derin çukur dışarıdan da fark ediliyordu demek.

"Aşıyı bulan adamı öldürmüşüm." Cevabım karşısında yüz ifadesi gerildi.

"Hayır, tüm ülkeyi Seferilerin esaretinden kurtarmış olduk."

"Onu kurtarmak istemiştik." dedim gözlerimi göğsüne indirirken.

"Bunu yapmamız için o bize yalvardı Bilge. Sakın kendini suçlamaya kalkma." Ses tonu ikna ediciydi. Üzüntümün farkındaydı, aşıyı bulan adamı öldürdüğümü öğrendikten sonra kendimi nasıl suçlamazdım? O adam umudu üretip ellerimize koymuştu ve ben umuduyla beraber onu da yeryüzünden silmiştim.

"Bilge!" diye seslendi düşünceler silsilesinde fırtınaya yakalanmış olan bana. Gözlerine baktım tekrar. "Seferiler izi kaybetti. Tüm güç burada. O umuda yakınız artık. Eğer o adam yaşasaydı, eğer o adamı umursamayıp dediğini yapmasaydın hepimiz mahvolmuştuk. Ailen, kamptaki sevdiğin herkes o aşı uğruna köleleştirilecekti. Anladın mı? Sen o iğneyi cebine koyduğunda, Şeref de kendinden vazgeçtiğinde herkesi kurtarmış oldu."

"Biliyorum ama sen hiç mi üzülmüyorsun?"

"Üzüldüm. Yapmasaydık ne olurdu diye düşündüm, sonra da iyi ki yapmışız dedim. Çünkü herkesi korumanın tek yolu buydu." Gözlerime dikkatle bakıyor, duygularımı anlamaya çalışıyordu. Birden elini yanağıma koyup başparmağını hafifçe gözaltımdaki ince derinin üzerinde gezdirdi. İstemsizce yumulan gözlerimle nerede, kiminle, ne halde olduğumu fark ettim. Aklıma gelen görüntülerle irkilerek gözlerimi açtığımda onunda şaşırdığını gördüm, gevşeyen ellerinin arasından sıyrıldım.

"İyiyim ben. İşimize dönelim." deyip kendimi laboratuvara attığımda hızlı adımlarla gönüllülerin olduğu odaya yöneldim. Kapıda durup soluklanırken kalbimin bu kadar hızlı atmasının tek sebebinin o yakınlaşma olmadığını biliyordum, bu durum beni korkutmuştu. Kapanın Sahibi'ne bunu yapacak yakınlığı ben vermiştim ama bunu yaptığımı ben bile fark etmemiştim. İçeri girmeden önce bileğimdeki fuları çıkartıp cebime koydum, bunu görmek bile aklıma o anı getiriyordu. İşime odaklanmalıydım. Birazdan peşimden gelir diye düşünerek içeri girdim ama odaya gelmesi yaklaşık yirmi dakika sürmüştü. Ne olduğunu sormadım, ne yapacağımı, nasıl hareket edeceğimi şaşmış bir haldeydim. Birkaç saat sonra yerlerine baktığımız doktorlar geldiğinde önlükleri teslim edip beraber odaya yürüdük. Konuşuyorduk ama aramızdaki soğukluk su götürmez bir gerçekti.

Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now